Her ayın ilk haftası içinde TÜİK tarafından bir önceki ayın enflasyon rakamları, ÜFE ve TÜFE olarak açıklanır. Bunun yanında televizyonlar da işin magazin bölümünü öne çıkarırlar.
Enflasyon hesaplamalarından eskiden beri izlenen yol genellikle piyasaya arz edilen mal ve hizmetlerin piyasa hacimleri üzerinden, enflasyona etkileri ve bunun ortalamaları alınırdı. TÜİK ‘te çalışanlar son yıllarda kendilerine göre, ne derece bilimsel olduğu tartışılan metotlar geliştirmeye başladılar.
Enflasyon sepeti oluşturma, enflasyonu hesaplamak amacı ile farklı malların ortalama fiyat artış rakamlarının hesaplanarak ortalama ülke enflasyonunun bulunmasına yardımcı olacak bir hesaplama metodudur. Bu sepetin içindeki mal ve hizmet kalemlerinin fiyatları hesaplanarak enflasyon hesaplanır ve rakamlar ortaya konur. Ancak hesaplama kurnazlığı burada başlıyor. Halkın en çok satın aldığı bazı önemli kalemler bu sepete dâhil edilmezken pinpon topu, gaz lambası fitili, veteriner ücreti, cips, şemsiye enflasyon hesaplamasına dâhil edilir. Halkın satın alma gücü ile rakamlar kıyaslanır.
Amaç tamamen budur TÜİK ‘te çalışan hesap uzmanları ve istatistikçilerin birer devlet memuru oldukları noktasından hareketle bu sepetin içine dâhil edilen enstrümanların da neler olduğu konusunda düşünmemize gerek kalmıyor. Nüfusun istihdamdan fazla artması, yatırımların yetersizliği, İşsizliğin artmış olması, halkın satın alma gücü düşmüş, orta direk mensubu insanlar pazarlarda akşamüstleri manavların çöpe terk ettikleri sebzeleri toplamaları, esnaf ve sanayici çekini ödeyememesi, çiftçinin evine icra gelmesi… TÜİK’'e göre bunların hiçbiri Türkiye’de olmuyor. TÜİK uzmanlarına göre Türkiye Çin’den sonra dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi ve enflasyon tek haneli olarak tespit edilir ve açıklanır.
Bu arada da mevcut enflasyona bir günah keçisi seçmek gerekir. Bu günah keçisini de elektrik, akaryakıt, hizmet ve sanayi sektöründen seçme cesaretini bulamazlar. Günah keçisi kim olacak? Zavallı Türk çiftçisi ve onun yetiştirdiği tarım ürünlerinden birisi. Genellikle enflasyon canavarını azdıran limon ve sivri biber olmakta. Mevsim dışı üretimin, özellikle örtü altı üretimde iklim şartları ve doğal afetiler nedeniyle sekteye uğraması ve mal arzının azalması ile ortaya çıkan kısa süreli yüksek fiyatlar ise neredeyse tüm yılın enflasyon nedeni olarak ilan edilmekte.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar, konuda oldukça hassas. Türk çiftçisinin enflasyon nedeni olarak ilan edilmesine sürekli, şiddetli bir biçimde ve bilimsel yaklaşımlarla karşı çıkmakta ve bu konuda sık sık basın toplantıları yapmakta, kamuoyunu aydınlatmakta.
Son yıllarda gıda fiyatlarının enflasyonun önüne geçmesinin nedeni, üretici değil, aracı ve sanayicidir.
Zira tarım ürünleri ve ham gıdanın üreticinin elinden çıktığı fiyat ile market ve pazar fiyatları arasında zaman zaman yüzde 500’lere ulaşan bir fark oluşmaktadır ki bunun sorumlusu Türk çiftçisi değildir. Zira Türk çiftçisinin tarım ürünü ve ürettiği gıdanın fiyatının oluşmasına ne ahırda, ne tarlada, ne bahçede, ne serada ne de çiftlikte, kendisine yontacak etkisi olmamaktadır.
Devam Edeceğiz.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.