İşler yolunda gitmediğinde öfkenizi kendinizden çıkarıyorsanız, ilk olarak kendinizi hırpalayıp acımazsızca davranıyorsanız evet kendinize karşı öz şefkat gösterme konusunda biraz çabalamanız gerekebilir.Her zaman başkalarından değil bazen de kendi iç sesimizden duyduğumuz, bize iyi gelecek şefkatli sözler yaralarımızı sarmamıza yardımcı olur. Peki kendi iç sesimizi nasıl değiştirebilir nasıl özümüze karşı şefkatli davranabiliriz?
Şefkat nedir gelin isterseniz önce ona bir bakalım. Şefkat, çevremizdeki canlılara ve insanlara empatiyle yaklaşarak, onların hissettiklerine karşı duyarlı olmak ve bir noktada zorluk yaşayanları korumak tutumudur diyebiliriz. Yakınımızdaki birinin yaşadığı bir zorluk durumunda ona karşı yakınlık göstermek isteriz belki ve acısını yargılamayı düşünmeyiz bile. İşte bu şefkat tutumunu kendimize karşı ne derecede gösterebiliyoruz. Öz şefkat ise bireyin bu şefkatli tutumu kendisine karşı da gösterebilmesi, kendisine karşı da sevecen yaklaşmasıdır. Örneğin bir hata yaptığınızda iç sesiniz ilk olarak ne söyler size? Ne kadar aptal olduğunuzu mu söyler yoksa daha ılımlı bir iç ses mi çıkar karşımıza?
Kendimize karşı acımasız iç sesimizi bastırmak çoğu zaman kolay olmayabilir ancak imkansız değildir. Olumsuz iç sesimizi olumluya çevirmek için öncelikle kendimize dost olmayı öğrenmek gerekir. Bunun için başınıza gelen kötü bir durumun bir arkadaşınızın başına geldiğiniz düşünün. Ona ne derdiniz? Nasıl yaklaşırdınız? Bu gibi durumlarda kendimize de o şekilde yaklaşmalıyız. Bu öz şefkatin üç bileşeninden öz nezaket boyutudur aslında.Acı çekerken bizim dışımızda kalan tüm herkesin hayatı mükemmelmiş gibi görünür. Aslında acı da, sevinç de tüm insanlık için ortak duygulardır. Tam da bu noktada neden ben diye hayıflanmak kendimize karşı şefkat göstermemize engel olur. Öz şefkatin bir diğer boyutu da farkındalıktır. Yani aslında o an yaşadığınız acının farkında olmak, üstünü örtmeden kabullenmek. Kendini kucaklayabilme de dediğimiz, özümüze yani kendimize karşı şefkat göstermekten, özşefkatten kaçınmamalıyız. Hayatta başımıza gelen olumsuzluklar esnasında şöyle bir durup benim aslında neye ihtiyacım var sorusunu kendimize sorabiliriz. Zorlukları başınıza gelen felaketler olarak değil de büyümek ve güçlenmek için bir fırsat olarak görmek de yapılacak şeylerden biridir. Son olarak Buda’nın da dediği gibi “Sevginizi ve şefkatinizi evrende sizden daha çok hak edecek biri yoktur.”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.