Tarım,siyasetçiler için hem en zor hem de en kolay yönetim alanıdır.
Kolaydır,çünkü üretici kesimi birbrnden kopuk,örgütsüz ve sınıfına mensubiyet şuuru oldukça zayıftır.
Zordur çünkü üretim süreci kesintisiz,makro dengeleri ve piyasaların gıda üretici ve tüketici fiyatlarını ayarlamayı ,üretici ve tüketiciyi üzemeyen bir politika izlemeyi gerektrir.Bu da gerçekten zor ekonomik operasyonlar dizisini gerektirir.
Hükumet ve devletlerin diğer bir zorluğu uluslararası anlaşmalardan ve kuruluşlardan kaynaklanan manevra kabiliyetlerinin kısıtlı olma durumudur.
Hükümetler IMF ve Dünya Bankası (DB) politikalarını tarımda sürdürmeye mecbur kalmaktadırlar. “IMF, DB’nın tarımda yarattığı tahribatı gidermek bir hayli zor bir süreç olmaktadır.Ne kadar gönüllü olsalar da uluslararası şirketlerin ve onların çıkarttırdığı kanunları değiştireceğim” diyerek geçen seçim döneminde çiftçilerin gönlünü ve oyunu almalarına rağmen gerekli düzenleme ve iyileştirmeleri yapma ve üreticiyi rahatlatma ve refaha kavuşturma amacına yönelik çalışmalar sergilememektedirler.
Her siyasi parti, söz vermelerine,seçim beyannamlerine almalarına ve programlarına koymalarına rağmen,hükümet olduktan sonra Türkiye tarımının tahribatına neden olan IMF, DB yapısal uyum reformlarını uygulamaya devam etmektedirler.Sonucu olarak da desteklemeler kısıtlanmakta,ihracat sekteye uğramakta,üretim süreci sıkıntıya girerken ulusal tarımda verim de düşmektedir.
Siyasi açıdan en büyük eksiklik,siyasi partilerin 1980 öncesinde –MHP’nin Tarım Kentleri,CHP’nin Köy-Kentler- gibi tarımda kendisine özgü bir programları olmadığı gibi ülkenin tarım gerçeklerini belirleyip ona uygun çözümler oluşturma çabaları rasyonel olarak ortaya çıkmamaktadır.
Tarım sektöründe uyguladığı IMF, DB yapısal uyum programları ile AB Ortak Tarım Politikası İlerleme raporları bu kurumlarda etkin rol sahibi olan ABD ve AB ülkelerinin tarımsal çıkarlarına uygun olarak hazırlanmaktadır.
Sonucu olarak da Türk çiftçisinin rakipleri ile rekabet şansı azalmaktadır.
Çözüm:Özgün,bilimsel,samimi ve akılcı “Tarım Politikaları.”
NOT:Basında yazdığı kadarı ile MHP’nin Aydın Milletvekili adayları açıklandı.Eğer haber gerçekse adayların meslekleri, Deniz Depboylu:Eğitimci, Güntekin Şimşek (Öğretim Üyesi-Akademisyen), Mustafa Peker (Müteahit), Yusuf Keremit (Emekli öğretmen) , Faik Akkuş (Emekli), Hatice Özcan (Emekli memur), Süleyman Sinan Bakırcı (İş adamı), Seyfettin Tosun (Yönetici).
1971 yılından beri Ülkücü Hareketin içinde bulunuş,uzunca bir dönem MHP yöneticiliği ve ilçe başkanlığı yapmış ve Aydın MHP’yi tanıyan bir kişi olarak bu listede sadece Deniz Depboylu ve Yusuf Keremit’i tanıdığımı söylemeliyim
Görüldüğü gibi emeklilerin hakim olduğu bir liste. İnsanın aklına MHP toptan siyasetten de mi emekli oluyor ,sorusu gelmiyor değil.
“TARIM TEMSİLCİLERİNİ TBMM’de GÖRMEK İSTİYORUZ” kamapanyamızdan MHP yöneticilerinin haber ve bilgisi olmamış anlaşılan.Listede tek çiftçi-üretici veya tarım temsilcisi yok.MHP çiftçiye nasıl ulaşacak?
Yüreğim burkularak ifade edeyim ki 24 Haziran’da MHP’nin Aydın’da işi çok zor.
Zira Aydın’daki 128 bin çiftçi ailesinden ve onların yaklaşık 400 bin oyundan ya MHP’nin haberi yok ya da bu oyların değerini anlamamışlar.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.