Anadolu’da çiftçinin hem “dar”da oluşunu hem de ümidinin hiç tükenmedğini en güzel şekilde anlatan bir darb-ı mesel vardır:
“Çiftçinin karnını yarmışlar kırk bahar çıkmış.”
Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi ülkemizde tüm sektörler içerisinde yasalarla en az savunulmuş sektör tarımdır. Sektörler savaşında diğer sektörlerin hep hedefi olagelmiştir.Her saldırıda da ağır yaralar almıştır.
Bunun da nedeni diğer sektörlerin-başta enerji, maden, imalat, tarıma dayalı endüstri, tarımsal ihracat, ulaştırmanın patronlarının çoğunlukla varlıklı holdinglerden oluşması, aralarında sektör çıkarlarını korumak için güçlü dayanışma örnekleri sergileyen mesleki örgütlerinin bulunmasıdır.
Diğer sektörler için tarım “serbest bölge” durumundadır. Birisinin el attığı sahaya diğeri girmez. Yani rekabet ortamının oluşmasına fırsat vermezler ve böylece tarım ürünleri fiyatlarını istedikleri şekilde belirleyebilirler.
Bu, tarımın içinde yer aldığını kabul ettiğimiz meslek erbabı için de böyledir.
Toptancı hallerine gidiniz. Komisyoncular adı üstüne komisyonculuk yaparlar. Hiçbir tarım ürününün fiyatını önceden belirlemek istemezler. Çünkü kâr hadlerini kendileri tespit etmek isterler.
Her ne kadar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın girişimi ile “yeni bir toptancı hal yasası” çıkarılmış ise de yürümemektedir.
Üretici ürününü toptancı haline getirir; deyim yerindeyse “Kendisini şimdiye kadar kazıklamamış ve dolandırmamış” komisyoncusuna ürününü teslim eder. Fiyatı belirleyen komisyoncu, pazarcı, toptancı, market zinciridir.
Mal piyasada yok satsa da çok olsa da üreticiye en alt düzeyden ödeme dürtüsü hakimdir. Hele arz fazlası varsa malının değerini alamadığı gibi, komisyoncuya, üstüne üstlük ürettiği ürünü çöplüğe nakliye ücreti de ödemektedir.
Sanayiye giden veya ihracat ağırlıklı ürünlerde de durum böyledir.
Öncelikle ürün ile ilgili borsalar hakimiyetinde olan bir “ürün rekolte tahmin heyeti “ oluşturulur. Heyet ürün rekoltesini en az % 10-25 arası fazla göstererek üretici karşısında ilk anda avantajlı duruma geçer.
İkinci adım ,o ürünle ilgili “ithalat” söylentileri yayılır.
Birinci derecede alıcı olan komisyoncular, işletmeler, tüccarlar kendilerine ürün temin eden üreticiler karşısında “timsah gözyaşları“ ile ağlayarak “piyasaların ne kadar bozuk “ olduğundan söz ederek kendilerini acındırırlar.
Aralarındaki yazılı olmayan anlaşma ile zaten fiyatlar önceden belirlendiği için hangi alıcıya gitse fiyatın aynı veya daha düşük olduğunu görecektir üretici.
Türk çiftçisi,2017 yılından öncelikle Toptancı Hal Yasası'nın yeniden ele alınarak düzenlenmesini ve işlerlik kazanmasını beklemektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.