Mahallelerinin tarım arazilerinde jeotermal sondaj kuyuları açılması konusunda Buharkent Savcıllı Mahallesi halkının İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne hitaben yazdıkları itiraz dilekçelerinde yer alan gerekçelerini yayınlamaya devam ediyoruz:
I-Sondaj kuyuları açımı sonrasında santrale uzanan buhar iletim boruları hayvan, tarım makinesi, insan geçişlerini engellemekte, yaydıkları yüksek ısı ile insan ve hayvanlar için tehlike teşkil etmektedir.
J-Yasal olmamasına rağmen, sondaj kuyularından Büyük Menderes’e jeotermal akışkanları deşarj etmek amacı ile inşa edilen yol, dere ve arklara inşa edilen boşaltım boruları da aynı tehlikeleri içermektedir.
K-Sadece ZORLU DOĞAL AŞ,-ÇED belgesine göre-600 MW kapasiteli enerji santralleri planlamaktadır. Diğer iki imtiyaz sahibi şirket de hesaba katıldığında bölgemizde en az 10 jeotermal santral ve açılıp kapatılan yüzlerce sondaj ve reenjeksiyon kuyusu ve binlerce km. uzunluğunda akışkan iletim borusu inşası bölgemizi tarım yapılamaz, solunamaz ve yaşanamaz bir bölge haline getirecektir.
L-imtiyaz sahibi şirketler sondaj kuyuları için ruhsat almamaktadırlar.
M-İmtiyaz sahibi şirketler sondaj sahası ve santral inşa alanı için birinci sınıf tarım arazilerini yüksek meblağlarla satın alarak tarım dışı bırakmaktadır.
N-Tarım dışı bırakılan bu arazilerde yer alan ekili ve özellikle dikili meyve, incir ve zeytin yasalara rağmen sökülerek imha edilmektedir.
O-Uygulamalar göstermektedir ki, yukarıda verdiğimiz örneklerin ışığında pek çok jeotermal imtiyaz sahibi şirket 167.2872.5686 ve 5403 sayılı yasaları ihlale etmektedirler.
P-Halen mevcut durumda jeotermal faaliyetlerin denetlenmesi ya yetersiz ya da yapılmamaktadır.
• Kurulacak olan enerji santralı flash ve bynary sistem olup flash tipi santrallerin çevreye olumsuz etkileri çok daha fazladır.
• Jeotermal sistemlerde sondaj kuyusu patlamaları Alaşehir, Tekke, Kayran’da olduğu gibi sık sık meydana gelmekte çevre felaketlerine neden olmaktadırlar.
• Jeotermal faaliyetler ve sistem çevreye herhangi bir sosyal ve ekonomik katkıda bulunmamaktadır.
• KIZILDERE- III JEOTERMAL ENERJİ SANTRALİ ÇED BAŞVURU DOSYASINDA
“Proje alanı ve yakın çevresinde herhangi bir mimari ve arkeolojik miras özelliğini taşıyan kültür varlıkları bulunmamaktadır.” İbaresi bulunmasına rağmen bu bilgi yanlış olup, Hilleria antik kenti şu anda Kızıldere 2 sahası içinde yer almakta olup, Nekrepol’ünün bir bölümü tesadüf sonucu, aynı bölgede 2015 yaz mevsiminde ortaya çıkmıştır. Bu konuda Afrodisias Müze Müdürlüğü’nün bilgisine başvurulabilir
• Jeotermal faaliyetler ve sistemler iş istihdamı yaratmada en kısıtlı sektörlerden birisidir.
19.07.2005 tarih ve 25880 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı “ Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” hükümleri gereğince, Aydın Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ve/veya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan gerekli izinler alınmamıştır.
Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda da görüldüğü üzere tarım arazisi niteliği taşımakta olup, ayrıca Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi/Turizm Merkezi içerisinde kalmaktadır. Söz konusu alan plan açıklama raporunda “Aydın-Buharkent Termal Turizm Merkezi” olarak ilan edilmiş ve plan hükümlerinde Turizm Tesis Alanları(TTA) için “8.4.1. Turizm Tesis Alanlarında, 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve İlgili Yönetmelikleri Doğrultusunda Uygulama Yapılacaktır.” maddesi yer almakta olduğundan mevcut durum bölgemize jeotermal faaliyetlerin yapımına engeldir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.