Dünkü yazımızda Türkiye’de enflasyonun hesaplanmasında TÜİK tarafından izlenen metodun yanlışlığından ve gerçek enflasyonun en çok tüketilen enerji, hizmet, sanayi ve ulaşım sektöründen kaynaklanmasına rağmen, bazı art niyetli kişiler tarafından bunun ters yüz edilerek veya ülkede, ekonomide ve siyasette etkili olan bu sektör temsilcilerinden korktukları, onları korumak istedikleri için enflasyon sorunun temel nedeninin tarım ürünleri olduğu yolunda gerçeklik ve bilimsellikle bağdaşmayan iddialar öne sürdüklerini açıkladık.
Görünen köy kılavuz ister mi? Siz hiç şimdiye kadar tarımsal üretim yaparak ülkenin ilk on bin zengini arasına girmiş bir vatandaş gördünüz mü? Duydunuz mu? Enflasyondan Türk çiftçisi kazanmakta olsa bu kadar borç yükünün altında pestili çıkar mı?
Kısacası Türk çiftçisi enflasyondan dolayı kazanmamakta, kaybetmektedir.
Tarım ürünleri fiyatları enflasyonu körüklemekte mi, yoksa aşağı mı çekmektedir? Bunun cevabını vermek için Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın 14 Ağustos 2015 tarhinde basına yansıyan konu ile ilgili açıklamalarına dikkatimizi yöneltelim:
“ Haziran’da yüzde 3,39’un ardından, Temmuz ayında da yüzde 4,55 gibi yüksek oranda gerileyen tarımda üretici fiyatları yıllıkta yüzde 5,79’a inerken, şaşırtıcı bir şekilde fiyat artışı tüketici de aylık yüzde 0,28 arttı ve yıllıkta yüzde 9,25’de kaldı”
“Eylül 2014’te yüzde 16,31’e kadar çıkan yıllık enflasyonun, yaz aylarıyla birlikte üründe bollaşma ve tarla ürünlerine geçişin etkisiyle Haziran ve Temmuz aylarındaki gerilemelerle yüzde 5,79’a kadar indiğini belirtti. Buna karşın hala tüketici fiyatları olan gıda ve alkolsüz içeceklerde enflasyonun yüzde 9,25 olduğunu bildiren Bayraktar, Temmuz ayında aylık bazda üreticide enflasyon yüzde 4,55 azalmasına karşın, tüketicide yüzde 0,28 arttı”
Tarla ile tezgâh arasında 3,46 puanlık enflasyon farkı oluşmasının izahının yapılamayacağını bildiren Bayraktar,
“Haziran ayında tarım, ormancılık ve balıkçılıkta üretici fiyatlarının yüzde 3,39 gerilemişti. Temmuz’da bu gerileme oranı yüzde 4,55 oldu. Eylül 2014’de yüzde 16,31’e kadar çıkan yıllık enflasyonun, Temmuz ayı itibarıyla yüzde 5,79’a indi. Üreticideki bu kadar düşük enflasyona karşın, gıda fiyatlarındaki tüketici enflasyonu hala yüzde 9,25. Tüketici fiyatlarındaki genel enflasyon ise yüzde 6,81. Daha önce de söyledik. ‘Gıdadaki fiyat artışının sorumlusu üretici değil’ diye. ‘Çiftçimiz ucuza üretiyor, emeğinin karşılığını bile alamıyor, tezgaha gelene kadar fiyatlar artıyor. Tarla ile market arasında 4-5 kat fark oluşuyor. Bu kabul edilemez’ dedik. Sonuçta Temmuz enflasyonu bizi haklı çıkardı. Üreticide düşen enflasyon tüketiciye yansımıyor.”
“Yaz aylarında tarımda üretici fiyatlarının gerilemesi normal bir durum. Fakat iki ay arka arkaya yüzde 3,39 ile yüzde 4,55’lik düşüş oldukça fazla gerçekleşti. Karpuz gibi bazı ürünlerde fiyatlar aşırı düştü. Üreticimiz bir yandan hasatla sevinirken, bir yandan da fiyatlardaki aşırı düşüşün olumsuzluğunu yaşıyor. Girdi maliyetleri ve tüketici enflasyonu yüksek. Bütün malların fiyatları artıyor ama üreticinin ürettiği ürünün fiyatları geriliyor. Bu çiftçimizin şevkini kırıyor. Emeğinin karşılığını alamamasına neden oluyor. TZOB olarak fiyatlarda istikrar istiyoruz. Tarla ile market arasındaki zincirin kırılmasını, üreticini makul gelir elde ederken, tüketicinin de pahalı tüketim yapmamasını arzu ediyoruz. Tarla ile market arasında 4-5 kat fark olmasını istemiyoruz. Çiftçimiz, yaptığı masrafları çıkarabilmeli, emeğinin karşılığını alabilmeli. Aksi takdirde üretim sürdürülemez. Ürün düşük fiyat nedeniyle tarlada kalmamalı.”
“Temmuz ayında fiyatlar, canlı kümes hayvanları ve yumurtada yüzde 5,51, balıkçılık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 3,16, yağlı meyvelerde yüzde 2,15, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 1,95, koyun ve keçiler ile bunların işlenmemiş süt ve yapağılarında yüzde 1,83, canlı sığırlar, mandalar ile bunlardan elde edilen işlenmemiş sütte yüzde 1,70 arttı. Yine Temmuz ayında fiyatlar, diğer çiftlik hayvanları ve hayvansal ürünlerde yüzde 0,60 ve lifli bitkilerde yüzde 0,32 artış gösterdi.
Fiyatlar, çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 15,84, yumuşak ve sert çekirdekli meyvelerde yüzde 12,11, sebze ve kavun-karpuzda, kök ve yumrularda yüzde 2,90, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 2,68, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 2,30, pirinç dışındaki tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlarda yüzde 2,13, çeltikte yüzde 1,96, diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyvelerde yüzde 1,58 geriledi. İşlenmemiş tütünde ve içecek üretiminde kullanılan bitkisel ürünlerde fiyatlar değişmedi.”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.