Belki de kazanmaya çok ihtiyacınız vardı.
Tıpkı uçuruma düşen birinin bir tutam ota sarılması gibi. Kabul edersiniz ki uçuruma düşmeyen biri ağaç dalı diye ota sarılmaz.
Kumarbaz
Fyodor Dostoyevski
İşte benim yazı kahramanım sevgili kumarbazın durumu tamda bu.
Ve “Ben, senin düşünmeye cesaret edemediklerini dile getiriyorum.”
Hayat zaten bir kumar. İçimize iliğimize işlemiş bir oyun. Ve kazanan hep masa olur.
Kumar denilince tabii ki aklımıza hep para geliyor. Dünya da ki en güçlü şey inanmayanlar için. Bir de bu gücü reddedenler ve bizim gibi denge de kalmaya çalışanlarvar. Kumarın bağımlılık olduğunu düşünen uzmanlar, bunu bilinçaltı temizliği ile yok edebileceğine inanan enerjiciler, her şeyimi kaybettim ama bu benim hayatımın gerçeği diyerek kendi algılarında yok olmayı seçen insanlar. Ve günün sonunda elinde hiçbir şey kalmamış ve borcunu ödemek için he türlü pisliğe bulaşmış insanlar. Kendine kıyanlar. Bildikleri cehennemde yok olmayı seçmiş kumarbazlar…
Peki, bir insan neden kumar oynar?
Bir maddenin veya davranışın bağımlılık yapma potansiyeli salgılanan dopamin hızıyla ve miktarıyla bağlantılıdır. Kumar bağımlılığı, bireylerin yaşadığı aile içindeki geçimsizlik, iş kaybı, iflas, sevdiği birinden ayrılma ya da sevdiği birinin ölümü ve sevdiği birinin ihaneti gibi travmatik olayların bir sonucu olarak da karşımıza çıkar.
Sorunlardan kaçmak ya da mutsuz ve keyifsiz bir duygu durumdan, çaresizlik, suçluluk, kaygı veya depresyondan kurtulmak için kumar oynamak istatistiksel olarak daha fazla görünüyor. Ve daha fazla kazanmak uğruna kaybettikleri çoğaldığında en büyük kumarı hayatları ile oynuyorlar. Ve hatta çevresindeki herkesi de bu oyuna alet ediyorlar. Bir anda kurban psikolojisine bürünüp saldırgan tavırları ile en yakınındaki insanlarında hayatlarını cehenneme çeviriyorlar.
Öyle bir ceza ki bu aslında birçok insanda geçmişten getirdikleri karmaya bağlı olarak ortaya çıktığını da düşünüyorum. Herhangi bir olay bir mutsuzluk ya da güçleri ile alakalı onurları zedelendiği zaman kendilerini ispat yoluna gitmek, belki de yaşananları düşünmemek için kendilerini bir girdaba sokuyorlar. Çünkü sorunları ve acıları ile yüzleşmek yerine kaçmayı tercih eden zayıfların masası onlar için daha cazip hale geliyor.
Psikolojik analiz yapmak için uzman değilim ama uzmanlık alanımızın insanlar olduğu bu dünyada bir şekilde öğreniyor insan. Kaybetmeye tahammülü olmayan karakterlerin kazanmak için sizi bir poker masasında ki kâğıtlara ve pullara eşdeğer tuttuğu zaman öğreniyorsunuz. Kazanmak için sizin potansiyelinizi, duygularınızı ve hayatınızı kullanmaya çalıştığında öğreniyorsunuz.
Dün güzel bir video çıktı karşıma. Video da şöyle söylüyor;
“ Eski evinden memnun olmayan hiç kimse yeni bir ev bulmadan, yeni evinde düzen kurmadan eski evini terk etmez. Mevzunun ev ile alakası yoktur. “
İşte bu yazınında kumar ve kumarbaz ile alakası yoktur.
Mevzu kendi bildiği cehennemde yanarken sizi de yakmaya çalışan bütün psikolojik rahatsızlıklara sahip , kan emici ve enerji sömüren, karaktersiz ve kendi çıkarları için insan onurunu yok sayan insanlardan uzak kalabilmek üzerine.
Uçurumun kenarında ki bir tutam ot parçasından medet uman hiç kimseye dalınızı uzatmayın. Unutmayın hiçbir uçurumun kenarında kökleşmiş bir ağaç olmaz. Ve siz o ağaç iseniz bırakın kendinden vazgeçmiş her insan küçük ot tutamlarını kullanmaya devam etsin…
Sevgiyi ve iyiliği paylaşmaya devam eden insanlar ile kesişsin yolunuz…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.