Son aylarda İzmir ve Çeşme’den Kumluca’ya kadar olan sahil kesiminde iklim dolayasıyla ortaya çıkan afetler bizleri bir daha düşünmeye davet etti.
Önce sorunu ve nedenlerini ortaya koyalım. Sorun küresel ısınmadır.Sorunun nedeni ise insandır.İnsan derken sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkeler;bu ülkelerin doğayı katletmeleridir.
Doğayı doğrudan katletmede dört aracı kullanmaktalar: Doğal gaz, petrol, kömür ve jeotermal enerji.Bu dört enerji çeşidinin her biri ayrı miktar ve oranlarda karbon bileşiklerini atmosfere boşaltmakta ve dünya atmosferi ile beraber denizleri,okyanusları,rüzgarları düzeninden çıkararak yağışsızlığa,düzensiz ve felaket derecedeki hava olaylarına neden olmaktadırlar.
Ülkemizde ise çevre, kuraklık ve küresel ısınma gündemde ya hiç yer almamakta ya da en sonlarda yer almaktadır.
Her nedense Çevre Bakanlıkları politikacılar ve kamuoyu tarafından “en önemsiz bakanlık” lar olarak görülmektedir.
Bunun da başlıca nedeni politikacılar ve hükümetlerdir.Çünkü sanayiyi,madeni,enerjiyi çevreden daha “önemli” görerek tercihlerini bu sektörlerden yana kullanmaktadırlar.
İnsanların aç kalması,yaşama ortamlarının yok olması,toplu göçlerin ortaya çıkması bahasına “kamu yararı” nı çevreden, doğadan,gıdadan ve tarımdan yana değil madenden,enerjiden,sanayiden,ticaretten yana tespit ederler.
Bilmezler mi ki madensiz,enerjisiz konutsuz yaşanabilir ancak tarımsız ve gıdasız yaşayacağınız ve günler sayılıdır.Peki neden böyle bir tercihte bulunuyorlar?
Bu sektörlerin lobileri üreticiden daha güçlüdür de ondan.
Ancak son zamanlarda başka Sayın Emine Erdoğan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bu konulara daha fazla el atmaya başladılar.
Bu umut verici bir gelişme midir?Asla hayır.Sayın Kurum Bakan olsa da maden,enerji,sanayi,şehirleşme sektörleri ile ve bunların yasa dışılıkları ile mücadele edecek güce sahip değildir.Sadece Sayın Kurum değil kim olursa olsun bu makamda bulunan herhangi bir kişide şımartılmış olan bu sektörlere karşı mücadele verip başarılı olamazlar.
Gelelim kuraklık konusuna.Kuraklık yaratıcısı olan bu sektörleri olumsuz olarak doğrudan etkilemez.Onlar tahribatlarına son hızla ve politikacının,bürokratın hoşgörü kanatlarının altında son hızla devam ederler.
Doğrudan etkilenecek olan tarımdır.Yazının başında anlattığımız gibi İzmir-Antalya arası sahil turizm bölgesi olduğu kadar bir tarım coğrafyasıdır.Bu coğrafyada bazı konut ve işyerleri zarar görmüş olsa gerçek zarara uğrayan tarımdır.Balıkçı tekneleri,seralar,ahırlar,ağıllar,tarlalar ve meyve bahçeleri zarar görmüştür.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.