Jeotermal imtiyaz sahibi on beş kadar şirket, Aydın ili genelinde, jeotermal sahaların ihalesine girerek bu arazilerde söz sahibi olmuşlardır.
Fakat bu arazilerin Aydın halkı için önemi, tartışılmayacak derecede yüksektir. Bunun da birkaç nedeni bulunmaktadır:
Bu araziler birinci sınıf tarım arazisi olup çevre çiftçilerinin ekmek kapısıdır.
Yaşadıkları bu coğrafya, onların yuvasıdır. Sağlıklı olarak hayatlarını sürdürmek istemektedirler.
Üçüncüsü de kendi soylarının devamı olacak çocuklarını jeotermalden etkilenmeden, uzak bir biçimde yaşatmak istemektedirler.
Her üç talep de insanidir, evrensel değerlerlerle uyum göstermektedir, millidir.
Peki jeotermal enerjiyi kirli yapan nedir?
Öncelikle jeotermal gaz ve akışkanların içerdiği kimyasallar ve bu kimyasalların insan, su, bitki ve toprakla temas etmesi sonucu yol açacağı zehirlenmelerin, -uzun ve kısa vadede- tüm canlıları etkilemesidir.
Bugün kirlenmeye neden olan kimyasallardan “nitrat”ı ele alacağız.
Nitrat, insan sağlığı için en tehlikeli maddelerin başında gelmektedir.
“Nitrit, insan kanında bulunan hemoglobin ile etkileşime girerek methemoglobin oluşumuna neden olmaktadır. Hemoglobindeki demiri yükselterek kanın doku ve hücrelere oksijen taşıması görevini önlenmekte ya da azalmaktadır.”
Bunun da çocuklardaki adı “mavi bebek” hastalığıdır.
“Nitritin insan sağlığı üzerine bir başka olumsuz etkisi, sekonder aminlerle tepkimeye girerek nitrozaminlerin oluşumuna neden olmasıdır. Bu bileşikler potansiyel olarak kanserojen, mutajen ve/veya teratojendir.”
Yani jeotermal akışkanlarda bulunan nitrat, kanser yapabilir.
Buharkent Kızıldere’de ADÜ tarafından yapılan saha araştırmasında ise nitrat ile ilgili şu sonuçlar karşımıza çıkmıştır:
''Su numunelerinin analizi sonucu elde edilen nitrat derişimlerine bakıldığında eylül ayında en yüksek nitrat derişimi birinci istasyonda (9,59 mg/L) tespit edilmiştir. Ocak ayında ise yalnızca altıncı (6,34 mg/L) ve yedinci istasyonlarda (0,29 mg/L) nitrat tespit edilmiştir. Mayıs ayında ise yine yalnızca altıncı (4,51 mg/L) ve yedinci istasyonlarda (0,28 mg/L) tespit edilmiştir. Nitrat tespit edilemeyen istasyonlar hariç, diğer tüm istasyonlar yer alan sulama suyu kalite parametrelerine göre 2. sınıf su sınıfına girmektedir. Sulama suyunda yüksek miktarda nitrat bulunması, toprakların yapı ve hidrolik iletkenliğini kötü biçimde etkiler.''
Sularda kabul edilebilir nitrat miktarı en fazla-0-5 mg/litre iken Kızıldere’de yukarıdaki rakamlar elde edilmiştir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.