Sayın M. Ali AKTAŞ ve H. Serdar Yalçınkaya’nın “Avrupa Birliği’nin Tarım Entegrasyon Süreci ve Türk Cumhuriyetlerinin Tarım Entegrasyon Projeksiyonu” adlı çalışması pek çok Türk vatandaşının arzu ettiği ancak bilimsel temellere dayandırarak dillendiremediği bir büyük düşünceyi içermekte.
“Günümüzde ülkeler daha rekabetçi (her alanda) olabilmek için tek başına stratejiler gerçekleştirmek yerine bir birlik içerisinde ortak çıkarlar doğrultusunda hareket etmektedir. Dünya üzerinde bu birliklere bakıldığında AB, NAFTA, NATO, vb. gibi gerek ticari, gerekse siyasi ve hatta askeri tabanlı ortak hareket etme isteğinin olduğu görülmektedir. Elbette bu birlikteliklerin ortak paydası her bir üye ülkenin kendince farklılaşan çıkarlarının olmasıdır. TD entegrasyonu özellikle tarım alanında ortak hareket etmesinin farklı çıkar grupları açısından farklı kazanımları beraberinde getirmesi gerekmektedir. Eğer TD entegrasyonunda her bir Türk Devleti’nin bu birlikten kazanımlar elde edeceği tespit edilirse, TD tarihi geçmişi, dili, dini ve kültür yapısı ortak olması açısından beraber hareket etmeye en uygun birlik yapısı olacaktır.”
“Türk Dünyası Tarım Entegrasyonu’nun ( TDTE ) amaçları olarak ortaya konulabilir;
•TD’da kaliteli ve uygun fiyatlı gıda arzının güvenliği
•TD’da kırsal kalkınmanın sağlanması
•Rekabetçi tarımsal üretimin sağlanması
•Bölgesel refah seviyesi farklılıklarının ortadan kaldırılması
•TD’da üretim faktörlerinin etkin kullanılması •Doğal yaşamın ve çevrenin desteklenmesi •TD’nın sağlıklı bir ekonomik büyümeye ulaştırılması.””
2020 yılı verileri doğrultusunda Türkiye 83 milyon nüfus sayısı ile TD nüfusunun %50’sini oluşturmaktadır. Özbekistan 35 milyon ve Kazakistan 19 milyon sayıları ile TD’nin nüfus yapısında önemli bir yer tutmaktadırlar.
TD’nin toplam nüfus sayısı 142 milyon olarak hesaplanmakta TD’nin % 39,78’i kırsalda yaşamakta iken %60,22’i kentlerde yaşamaktadırlar. Ancak bu genel ortalama yapı tek, tek ülkelere bakıldığında daha farklı sonuçlar vermektedirler. TD kırsal nüfus sayısı bakımından en büyük nüfus 19,5 milyon ile Türkiye’de olduğu görülürken, oransal olarak %63 ile Özbekistan’ın kırsal yaşamının daha yoğun olduğu anlaşılmaktadır. Bu demografik yapı doğrultusunda TD nüfusunun kırsal yaşamla ve tarımla ne kadar ilişkili olduğunu göstermektedir. Tarım konusunda alınacak her türlü karar oldukça büyük bir nüfus yapısını etkileyecektir.
“Tarımsal iş gücüne bakıldığında tarımsal iş gücünün %50’sinden fazlasını Türkiye oluşturmakta sonrasında Özbekistan ve Kazakistan gelmektedir. Tarımsal iş gücü yapısının cinsiyete göre incelendiğinde Türkiye’de kadın tarımsal iş gücünü erkeklere göre daha yüksek olduğu görülmekte Özbekistan, Azerbaycan ve Türkmenistan’da daha eşit seviyeler bulunurken, Kazakistan ve Kırgızistan’da tam tersi olarak daha çok erkek tarım işgücünün fazla olduğu anlaşılmaktadır.”
AB,ABD ve Ortadoğu ülkelerinin tarım potansiyelleri ortadadır.İhracat ve ithalat rakam ve meyilleri bellidir.
Yakın gelecekte tüm dünyanın en fazla kafa yoracağı ve projeler üreteceği alanlar su ve gıda olacaktır.
Ülke politikaları da bu iki değerli unsur dikkate alınarak Türk Dünyası ile ilişkilerin sıklaştırılması için tarım en kolay ve doğru yol olarak görülmektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.