Takip Et

TÜRK TARIMININ MEVCUT HASTALIKLARI VE SONUÇLARI

Türk tarımının geniş ve farklı bir açıdan fotoğrafını çektiğimizde karşımıza şu tespitler çıkmaktadır.

• Türkiye’de sahip olduğu tarım potansiyelini kullanamamaktadır. Türkiye’nin kullanamadığı bu potansiyelin hacmi ve avantaj sağlayan özellikleri onu modern ve gelişmiş bir tarım ülkesi yapabilir.

• Sözünü ettiğimiz bu yüksek ve gelişime açık potansiyele rağmen tarım sektörünün aktörleri Türk tarımının geleceği ile ilgili olarak yüksek ve olumlu beklentiler içinde değillerdir. Moral-motivasyon grafikleri sürekli aşağı yönlüdür.

. • Türkiye Tarımda kendi kendine yetebilen ve vatandaşını,barındırdığı mültecileri,ziyarette bulunan turistleri, ithalat talebinde bulunan ülkelerin halklarının bir bölümünü veya tamamını besleyebilecek gıda ve tarım ürünü üretebilme potansiyeline sahiptir.

• Türkiye tarımda yapıcı top yekûn bir planlama ve değerlendirmeye dayanan bir tarım modeline henüz sahip olmadığından, çözüm için atılan adımların temelden çözüm için herhangi bir yarar sağlamadığı görülmektedir.

• Türkiye, uygulanan yanlış tarım politikalarının sonucu olarak tarımsal üretim miktarı açısından kendine yeten bir ülke olmaktan çıkmış ithalata bağımlı hale gelmiştir.

Bu tespitlerin sonucu olarak “bırakınızcı” ve “edilgen” bir sektör haine gelen Türk tarımının vardığı noktalar ise şunlardır:

• Türkiye’de yaşanan nüfus artışı, tarım nüfusunun yaşlanması, kırsaldan şehirlere göç, şehir nüfuslarının kontrolsüz bir biçimde artışı ve tarım yapan nüfusun çok hızlı bir biçimde azalması; Gelir dağılımı eşitsizliğinin öncelikle tarım sektörüne yansıması tarım sektöründe yoksulluğun yayılması;

• Tüketici davranışlarındaki ve beslenme şekillerindeki meydana gelen farklılıklar ve değişiklikler.Pazarlama ekonomisinin içerisinde yer alan aktörlerin aynı anda hem üretici hem de tüketici aleyhine oluşturdukları pazarlama sistemi v bu sistemin makro ekonomiye ve hane halkları yoksullaşmasına olan yüksek oranda etkileri;

• Yukarıda bahsettiğimiz pazarlama sistemi içinde yer alan aktörler marifetiyle, gıda ve tarımsal üretim fiyatlarını yüksek tutmak amacı ile ortaya çıkan gıda kaybı ve israfı;

• Tarım alanlarının enerji, maden, şehirleşme, turizm sektörleri tarafından kirletilmesi, tarım yapılan toprakların üretim açısından fakirleşmesi, verimli tarım alanlarının imara,enerjiye,madene,inşaata ve turizme açılması;

• Enerji, maden, şehirleşme, turizm sektörleri tarafından Çevresel bozulma, başta su ve hava olmak üzere doğal kaynakların kirletilmesi;

• Petrol,doğal gaz,kömür ve jeotermal akışkanlar etkisiyle iklim değişimi sonucu ortaya çıkan çevresel sorunlar ve sonuçlarının denetlenmesinde korkaklık, çekingenlik ve ilkesizlikler;

• Sulama tekniklerinde yapılan yanlışlar ve ürün tercihi su kaynaklarının tükenme noktasına gelmiş olması.

• Ülke genelinde uygulanmayan ürün planlamasının sonucu olarak tarımsal ürün seçiminde yaıpılan yanlışlar. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.