.Bugünkü yazımızda ithalat-enflasyon ilişkilerini ve bu konuda Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın görüşlerini aktarmaya devam edeceğiz.
Ne zaman et fiyatları yükselse Gıda Tarım ve Hayvancılık ve Ekonomi Bakanlıklarından bazı yetkililer hemen ithalattan söz etmeye başlarlar. Halbuki kendileri de çok iyi bilirler ki serbest piyasa şartlarında enflasyonu sabitlemenin, fiyatları istikrarlı hale getirmenin yolu üretimden geçer. Fakat onları canlı hayvan ve et ithalat lobisi hiç rahat bırakmaz. Halbuki bu geçtiğimiz yıllarda denendi. Et pahalı diye Güney Amerika’dan yüz binlerce dana ithal edildi. Ne idiğü belirsiz etler limanlardan sokularak üreticilere yedirildi. Sonuçta piyasa bildiğini eyledi, kendi fiyatlarını oluşturdu.
Sözün kısası “Anası olacak ki danası olsun”. Çözüm sadece bu.
Bu konuda Sayın Şemsi Bayraktar, Çiftçinin enflasyonun sorumlusu değil, açıkça mağduru olduğunu bildirerek,
“Son dönemlerde enflasyonda görülen artışın sorumlusunun gıda fiyatlarındaki yükseliş olduğu’’ yönünde açıklamaların çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından yapıldığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
"Hatta, çeşitli kesimler tarafından, gıda fiyatlarının kontrol altına alınması gerektiği, gıdada enflasyonun belli rakamlara çekilmeden genel enflasyonun düşmeyeceği öne sürülmekte ve gümrük vergileriyle oynanmasının bir önlem olacağını dile getirilmektedir. 2007'de yaşanan kuraklık da hatırlatılarak, gümrük vergilerinin aşağı çekilmesi suretiyle, fiyatların kontrol edilebileceğinden bahsedilmektedir. Bu gümrük vergilerini düşürerek ithalat yapılmasının yolunun açılmasını istemek demektir. Sonuç olarak, bu söylemler, ithalatın gıda fiyatlarını kontrol altına alacağı ve düşüreceği varsayımına dayanmaktadır. Öncelikle gıda enflasyonuna iki açıdan, üretici ve tüketici yönünden bakmak gerekir. Şunu belirtmekte fayda var. Gıda ve alkolsüz içeceklerde 2011 yılında tüketici fiyatları endeksindeki artış yüzde 12,21 olmuştur. Buna karşılık, tarımda üretici fiyatları endeksindeki artış ise yüzde 7,58'de kalmıştır. 2012 yılına gediğimizde ise, tarımın genelinde üretici fiyatları endeksinde yüzde 4,17 düzeyinde azalma olurken, gıda ve alkolsüz içeceklerde tüketici fiyatları endeksi yüzde 3,9 oranında artmıştır. 2013 yılında, gıda ve alkolsüz içeceklerde tüketici fiyatları endeksi yüzde 9,67 oranında artmışken, tarımda üretici fiyatlarındaki artış yüzde 7,58'de kalmıştır. 2014 yılında da göstergeler diğer yıllara benzer bir seyir izlemiş, tarımda üretici fiyatlarındaki artış, gıdadaki tüketici fiyatlarındaki artışın altında kalmıştır. Bu yılın Haziran ayında tarımda üretici fiyatları yüzde 1,18, Temmuz ayında yüzde 0,73, en son Ağustos ayında yüzde 0,55 oranında düşmüştür. Buna karşın gıda ve alkolsüz içeceklerde Haziran ayında yüzde 0,36, Temmuz ayında yüzde 0,30, Ağustos ayında yüzde 0,89 oranında artış yaşanmıştır. Üretici fiyatları, Ağustos ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde tarımın genelinde yüzde 10,54, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 7,88 artmışken, gıda ve alkolsüz içeceklerdeki fiyat artışı, Ağustos itibarıyla son bir yıllık enflasyon yüzde 14,44'ü, on iki aylık ortalamalara yüzde 11,45'i bulmuştur. Rakamlardan görüldüğü gibi gıda fiyatlarındaki artışın kaynağı üretici değildir. Aksine üretici de, toplumun büyük bir kesimi gibi enflasyondan zarar görmüştür."
Devamla Sayın Bayraktar, üreticilerin, 2013-2014 üretim sezonunun başından itibaren kuraklık, Mart ayı sonunda görülen don zararı başta olmak üzere, dolu, fırtına, aşırı yağış, sel, su baskını gibi hemen hemen bütün doğal afetlerle uğraştı. Normalin dışındaki iklim koşulları yüzünden oluşan hastalıklarla mücadele etmiştir. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf üreticisi kuraklıktan, fındık, kayısı, elma, ceviz başta olmak üzere birçok meyve ve bazı sebze yetiştiricileri ise don kaynaklı büyük kayıpları göğüslemek zorunda kalmıştır. Üreticimiz borç yükü altındadır. Bankalara, elektrik şirketlerine, Sosyal Güvenlik Kurumu'na borçları bulunmaktadır. Mazot, gübre, ilaç ve elektrik girdi fiyatlarının yüksekliği maliyetleri artırmakta, zaten aşırı derecede parçalanmış arazi yapısı nedeniyle verimli işletme olanağını yitirmiş tarım topraklarında karlı üretim yapılmasını neredeyse imkansız hale getirmektedir. Buna rağmen, çiftçi enflasyonun sorumlusu değil, açıkça mağdurudur. Bu şartlar altında, çift hanelere yaklaşmış enflasyonu kontrol altına almak için ithalatı cazip hale getirecek gümrük vergisi indirimleri, zaten zor durumdaki çiftçimizi daha da büyük sıkıntıya sokacaktır” demektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.