Son yazılarımızda özellikle “İyi Tarım Uygulamaları “ İTU” üzerinde durmaktayı.
Bunun iki nedeni bizim için son derece önemli:
• Türk çiftçisi en güvenli gıdayı üretmeli;
• Güvenli gıda üretiminde rakip ülkelerle rekabet edebilmeli;
• Bu emeğinin karşılığını piyasalardan ve devletten alabilmeli.
Ancak geldiğimiz noktada bu üretimi yapan çiftçi bizzat devlet ve –belki de devlet ve Bakan’ın haberi olmadan-bürokratlar tarafından bu asil çalışmadan men edilmiştir.
Öncelikle İTU ihtiyacı nereden doğmuştur ona bakalım:
A.Eryılmaz ve O. Kılıç’ın “Türkiye’de Sürdürülebilir Tarım ve İyi Tarım Uygulamaları” adlı 2018 yılına ait çalışmasından bölümlerle izah edelim:
“Çevresel sorunların uzun vadede öngörülen etkileri küresel nitelikte olup, bu durum sosyal ve ekonomik sorunları beraberinde getirmektedir. Doğal kaynakların tahrip olmasıyla birlikte, tarımsal ürünlerde dışa bağımlılık, kırsal alandan kentlere göç, kırsal toplum özelliğinin yok olması, kırsal ve kentsel nüfus dengesizliğinin artması gibi başlıca sorunlar ortaya çıkmaktadır. Konvansiyonel tarımla gündeme gelen bu sorunlar, gelecek nesiller için doğal kaynakları koruyan ve çevreye zarar vermeyen tarımsal üretim tekniklerinin kullanıldığı sürdürülebilir tarım anlayışını ortaya çıkarmıştır. Tarım ve çevre arasında dengeli bir ilişkinin varlığınıaçıklayan sürdürülebilir tarım, doğal kaynakların gelecekte de yarar sağlayacak şekilde yönetilmesini zorunlu kılmaktadır (Dişbudak, 2008).”
“Çevrenin ve doğal kaynakların tahrip edilmeden kullanılması amacıyla toprak işlemeden başlayarak, üretimin her aşamasında girdi kullanımının kontrol edilebildiği sürdürülebilir tarım, son yıllarda daha çok önem kazanmıştır. Kavramla ilgili farklı tanımlamalar yapılmakla birlikte, genel olarak bugün ve gelecek nesiller için gerekli olan doğal kaynakları koruyarak, insanların besin ihtiyacını karşılayan bir tarımsal üretim şekli olarak ifade edilmektedir. Sürdürülebilir tarımı; Turhan (2005) uzun dönemde doğal kaynakların korunduğu ve çevreye zarar vermeyen tarımsal teknolojilerin kullanıldığı tarımsal bir yapı, Menalled ve ark. (2008) gelecekte gıda, enerji ve doğal kaynak ihtiyacını karşılamakla birlikte toprak, su ve biyo-çeşitliliği koruyan bir uygulama şekli, Hess (1991) sadece insan sağlığını ve çevreyi koruyan bir üretim sistemi değil, aynı zamanda teknolojinin dengeli kullanılması ve doğru işletme yönetimini de kapsayan sistemler bütünü olarak tanımlamışlardır. Sürdürülebilir tarımda konuların ele alınması ve uygulanmasındaki öncelikler, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre farklılık göstermektedir. Sürdürülebilir tarım, gelişmekte olan ülkelerde gıda güvenliği ve yoksullukla mücadelenin önemli bir unsuru iken (Adenle ve ark., 2012), gelişmiş ülkelerde daha çok çevre kalitesi ve kullanılan kaynakların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri, küçük işletmelerden kaynaklanan zorluklar ile kırsal alanda çölleşme gibi konular olarak ifade edilmektedir (Marsh, 1997; Gafsi ve ark., 2006).”
İşte bu nedenlerden dolayı Türkiye İTU ve Organik Tarım uygulamalarına mecburdur.
Yoksa ne tarımı ne de güvenli gıdayı üretebiliriz.Başkası üretir biz seyreder ve sarın alırız.Tabii ki uygun fiyata verirlerse…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.