Anadolu'da palamut meşelerinin bulunduğu saha pek geniş değildir. Batı Anadolu'nun Büyük Menderes Vadisi'nden itibaren Marmara Bölgesi'nin batı sahilleri arasında kalan alanda yetişir. Belli başlı ekim sahaları şunlardır: Ayvalık, Çanakkale, Alaşehir, Salihli, Menemen, Demirci, Eşme, Bergama, Gediz, Akhisar, Nazilli, Burdur, Ödemiş, Dikili, Borlu, Tavas, Konya ve Uşak.
Genel olarak Aydın Sancağı'nda palamut; Borlu, Demirci, Gördes, Nazilli, Burdur, Balat, Söke civarında yetişmekte; yılda 30.000 ton palamut, 4.800.000 Avusturya Florini karşılığında, İngiltere, İtalya, Avusturya’ya satılmaktaydı. Palamut, yetiştirildiği yerde istiflenmeden ve ham bir şekilde okkası 50–60 paraya satılmakta; kısmen develerle, kısmen de trenle İzmir’e getirilen ürün İzmir’de istiflendikten sonra gemilere yüklenmekteydi. Aydın’da palamut’un ticari değerinin farkında olunduğunun kanıtı olarak gösterebileceğimiz örnekleri rahatlıkla verilebilir. Örneğin, 19. yüzyılın ortalarında Karacasu’da bağcılıktan sonra ekimi en çok yapılan ürün, 1279 dönümlük payı ile Palamut idi.
Ayrıca, Nazilli’de 1884 yılında 150.000 kantar’a kadar yükselmiş, 1924’de 4.400.000 kiloluk palamut üretiminin olması da ürünün öneminin her geçen gün arttığını kanıtlamıştı.
19. yüzyılın sonlarında sadece Tavas ve Nazilli’den 100 bin kantar, Atça, Sultanhisar, Çiftekahve’den 50 bin kantar, Köşk, Umurlu’dan 15 bin kantar, Ödemiş, Söke, Balyanbolu’dan 35 bin kantar palamut İzmir’e ihraç edilmek üzere gönderiliyordu. Yunanistan’ın palamut mahsulâtının sadece 280 bin kantar olduğu göz önüne alınırsa, Büyük Menderes Bölgesi’nin İzmir’e sevk ettiği palamut miktarı adeta Yunanistan’ınki ile yarışabilecek durumdaydı .
Aydın ve civarındaki palamut ürünün, çevre yörelerin palamut fiyatlarından yüksek olduğunu da açıkça görüyoruz. Haziran ayı içinde, aynı hafta içinde 1895 yılında Tavas’tan gelen palamudun kantar fiyatı 82,5 kuruş iken, Uşak, Ayvalık gibi yerlerin palamudunun kantar fiyatı, 60–70 kuruştu. Eylül ayında mahsulün fazlalaşacağı spekülasyonların yapılamaya başlanması, ürünün miktarının artmasına ve fiyatının azalmasına yol açmış, palamudun kantar fiyatları düşmüş, 48–50 kuruş arasında seyretmeye başlamış ise de Nazilli’nin palamudunun kantar fiyatı 70 kuruşlara kadar satılmış, piyasada dikkate değer bir alım olmuştu. Burada önemle belirtmeliyiz ki bu fiyatlara kordon ve istasyon masrafları dâhil değildi. Bölge ekonomisinde önemli bir yer işgal eden palamut, 20. yüzyılın başlarında Manisa ve ilçeleri ile Nazilli ve Aydın havalisinde yaygın olarak yetiştirilmesine devam edilmekte, palamuttan sağlanan senevî hâsılat 900.000 lirayı bulmaktaydı.
Osmanlı Devleti’nde senelik 1.300.000 kantar (1 kantar=56.41 kg) kadar palamut üretilir. Avrupa’nın yıllık sarfiyatı 1.000.000 kantar olup bu miktarın büyük bir kısmı İzmir ve ikinci derece Çanakkale limanlarından Avrupa’ya ihraç edilirdi ..
1908 ortalarında kantarı 78–85 kuruş arasında işlem gören palamut fiyatında yıl sonunda az bir gerileme yaşanmışken (72–76 kuruş) ertesi yıl bu düşüş daha da belirginleşmiştir (50–55 kuruş). 1910’da az bir yükselişle 62–65 kuruşa satılan palamutlar ertesi yıllarda bu seviyesini korumuştur .
Seferberliğin ilk senesi olan 1914 yılında 300.000 kantar palamut toplanabilmiştir. Diğer iki senede ise ancak 70.000 kantar palamut alınabilmiş ve1918 senesinde pek az bir şey toplanabilmiş olduğundan mezkûr senede hiç mahsul alınamamış denebilir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.