Tarımın olmazsa olmazlarından birisi sudur.
“Ancak günümüzde hızlı ve bilinçsiz su tüketimi, suyun yenilenebilir özelliğinden daha hızlıdır. Hayat için en temel unsurlardan birisi olan su, dünya yüzeyinin yüzde 71’ini kaplamakla beraber bu miktarın sadece yüzde 2,5’i içilebilir niteliktedir. Su tüketimi çok hızlı bir şekilde artarken dünyada çevre kirliliği ve sanayileşmeden dolayı temiz su kaynakları hızla azalmaktadır. Kişi başına düşen su miktarı 1950 yılında 16.800 m3 iken, dünya nüfusunun yaklaşık 8 milyarı bulmasının beklendiği 2025 yılında ise kişi başına su miktarı yaklaşık 4.800 m3 ’e düşeceği tahmin edilmektedir. Su tüketimi ise 2025 yılında tarımda yüzde 17, sanayide yüzde 20 ve evsel tüketimde yüzde 70 daha artacaktır.”
“BM verilerine göre 1,4 milyar insan temiz içilebilir sudan mahrumdur. Su kıtlığı çeken bölgelerde 470 milyon insan yaşamakta olup bu sayının 2025’te 6 kat artması beklenmektedir. Büyüyen nüfusa paralel olarak artan gıda ihtiyacı tarımsal kullanımdaki su oranını ciddi düzeyde arttırmıştır. Dünya ortalaması yüzde 70 düzeyinde olan tarımsal su tüketimi az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yüzde 82 düzeyine kadar çıkmaktadır. Mevcut su potansiyeli bu yüksek artışı karşılamada yetersiz kalacaktır. Daha iyi kalitede daha fazla tarımsal ürünün daha az su kullanılarak üretilmek zorunda olması, tarım sektörünün zorlu bir döneme girdiğini göstermektedir.”
“G20 ülkeleri, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında, gıda güvenliğini, beslenmeyi, sürdürülebilir tarımsal büyümeyi ve kırsal kalkınmayı dünya genelinde nasıl teşvik edeceklerini, açlık ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasını da kapsayan 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin tamamen başarılı olmasını sağlayacak yenilikçi, güçlü, bütüncül ve kapsayıcı bir dünya ekonomisinin inşasına nasıl katkı sağlayabileceklerini tartışmakta ve taahhütlerde bulunmaktadırlar. Tarım ve kırsal kalkınmanın, küresel gıda güvenliği ve fakirliği azaltmada hayati rol taşıdığı ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına önemli oranda katkı sağlayacağı Tarım Bakanları Toplantılarında özellikle vurgulanmaktadırlar. G20 ülkeleri; toprak, orman ve su kaynaklarını korumak ve uygun kullanımına olanak sağlayan en iyi tarım uygulamalarını çoğaltmak, sürdürülebilir tarımsal kalkınma için teknolojiyi uygunlaştırmak, deneyim alışverişi yapmak ve bilgi paylaşmak amacıyla uluslararası topluluklar tarafından yapılan çalışmaları da desteklemektedirler. Türkiye’nin de üye olarak dahil olduğu, G20 Tarım Bakanları 2017 yılı toplantısı “Gıda ve Su Güvenliği için Sürdürülebilirlik ve Yenilikçilik” temasıyla gerçekleştirilmiştir. Toplantıda Bildirge ve Eylem Planı olarak oybirliği ile kabul edilen iki belgede, İklim Değişikliği Paris Antlaşması, Tarım ve Su, Tarımda Bilgi Teknolojileri, Araştırma İşbirliği ve Bilgi Paylaşımı ana başlıklar olarak yer almıştır (*)
Ancak ulusal ve uluslararası şirket ve gelişmiş ülkelerin tarıma ,tarım toprağına ve suya karşı poltikaları deyim yerinde ise tamamen “düşmanca” dır.
Yukarıda yer alan G20 ülkelerinin karar ve taahhütleri suyu veya tarımı korumaya yetmeyecektir.Bunun sonucu olarak da dünkü yazımızda tarım topraklarının kaybı ile doğacak gıda krizi sonrası “açlık dönemini” su krizi de eklenince dünyanın “açlık dönemi”ne gireceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
(*):6 GTHB, 2017
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.