Günümüz Türkiye insanını en çok meşgul eden ve canını sıkan sorunlar ekonomi,gelir darlığı,işsizlik,mülteci akını ve covid-19 olarak karşımıza çıkmakta .Ancak gelecek yılların sorunları arasına “kuraklık” ın girmesi kaçınılmazdır.
Milli ve batılı akademik kaynakların üzerinde birleştikleri kuraklık öngörülerinin arasında mevcut durumun anlık,mevsimlik,yıllık olmadığı uzunca bir kuraklık sürecinin bizi beklediğidir.
Prof.Dr Fahri Yavuz,” Kuraklık çok kısa tanımıyla yağış yetersizliğidir. Uzun yıllar ortalamasından yüzde 50-60 daha az yağış olması durumu, kuraklık olarak kabul edilir. Kuraklık; şiddeti, süresi ve kapsadığı coğrafi büyüklük bakımından farklılıklar gösterir. Genelde yetersiz yağışlar meteorolojik kuraklık, bitkisel üretime zarar verecek düzeyde toprak rutubetinin azalması tarımsal kuraklık, baraj, göl ve göletlerde su seviyesinin düşmesi hidrolojik kuraklık ve tüm bunların topluma zarar verecek düzeye ulaşması durumu ise sosyo-ekonomik kuraklık olarak isimlendirilir.” Demektedir.
Şu anda Sayın Yavuz’un tarif ettiği kuraklığın üçüncü ve ağır evrelerinden birisine geçmek üzereyiz.Ülkemizin İstanbul çevresi,Karadeniz bölgesinin sahil ve sahile yakın kesimleri ve Doğu Anadolu’nun kuzey doğusu dışında kalan bölgelerinde yağış azalması %10-35 arasında,ısınma ise 1-1,8 derece aralığındadır.
Bu gelişmeler toplum hayatımızda onarılmaz yaralar açacaktır.Çünkü kuraklık ekonomik hayat ile doğrudan bağlantılı olup sosyal ve ekonomik ilişkileri uzun süreli olumsuz biçimlerde etkileyecektir.
Kuraklıktan en çok tarım kesimi ve üreticiler etkilenecektir.Şu anda yağış yetersizliği nedeniyle sulama sularında % 75-90 arasında bir azalma ortaya çıkmıştır.2021 yılı itibari ile başta pamuk,mısır,narenciye,yem bitkileri,sebze ve meyvelerde sulanmama nedeniyle rekolte ve kalite düşüşü,ağaç ve meyvelerinde yanma,ağaçlarda ve çok yıllık yem bitkilerinde kurumalar meydana gelmiştir.
Üretici 2022 yılı için ne ekip dikeceğini düşünürken;bu yıl elde edemediği gelir nedeniyle 2022 girdilerini nasıl temin edeceğini planlayamaz iken konunun sorumlusu Ankara bürokratları ve sorumlu politikacılar maalesef yaz uykularında horlamaktalar.
Kuraklıkla mücadelede kısa ve uzun vadeli planlamalar yapılması gerekmektedir.
Her ne kadar ne kadar yazsak ve söylesek de yukarıda bahsettiğimiz bürokrat ve politikacıları âsude yaz uykularından uyandırmanın imkânsız derecede zor olduğunu bilsek de yazmaya devam edeceğiz.
Çünkü kısa dönem planlama 2022 yılını hedeflemelidir.
Eğer yağarsa kısa bir güz yağmuru bu sorunun-2022 tarım sezonunun kuraklıkla ilişkili olası etkilerini unutturacaktır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.