Bir zaman önce ibretlik bir eser(!) okumuştum.Dini içerikli,,Mevlana merkezli bir kitap.Şu anda yazarını dahi hatırlamıyorum.Sığ ve eksik bilgilerle hazırlanmış…Kitabın bir bölümünde yazari Mevlana ile Şems-i Tebrizi’yi sohpet ederken domates salatası yediriyor.
Gerçekte ise domates Osmanlı Devleti’ne 20.yüzyılın başında geldi. Mevlana ise 1273’de vefat etti.
Osmanlı döneminde atalarımız hangi sebzeleri tüketirdi?
Anadolu’da en çok üretimi yapılan hububatın dışında meyve ve sebzenin yetiştirildiği bilinmektedir. Devlet, bağ ve bahçe ürünlerinin üretiminden ancak pazara sunulduğu takdirde vergi almaktadır. Yani çiftçi köylü ailesi kendi asli ihtiyacı için evinin bahçesinde veya tarlasının bir kenarında yaptığı üretim için vergiye tabi değildir. Bu durum Osmanlı kanunnamelerinde“…sebzeden ve meyveden kendi maişetleri için olmayub, bazara getürüb satılursa, sahib-i arza defterde öşr-i bostan ve meyve hâsıl kaydolunan öşr-i sebze ve meyve alınur…” şeklinde ifade edilmektedir.
Meyve ve sebze ile ilgili ürünler tahrir defterlerinde ve bu defterlerden hareketle yapılan çalışmalarda farklı başlıklar altında yazılmış olup, bunların genel anlamda yazımı ile ilgili tek düzelik olmadığı görülmüştür. Bazen öşr-i meyve, öşr-i bostan, öşr-i sebze veya öşr-i meyve ve sebze şeklinde kaydedilmiştir. Bunun da meyve ve sebze türlerinin isimlerini belirlemede ciddi sıkıntılar çıkardığını belirtmek gerekir. Meyve sebze ile ilgili tahrir defterlerinde tespit edilen kayıtlardan bazıları şunlardır: Öşr-i sebzevat, eşcar-ı cevz, badem, mal-i sayfi, öşr-i piyaz, harac-ı bağat, bağ-ı kürüm, mukataa-i bağat, resm-i kürüm, resm-i bağat, öşr-i meyve, öşr-i bostan, öşr-i piyaz ve sebze, öşr-i bezelye, öşr-i cevz, öşr-i girdekan ve’lmeyve, resm-i meyve ve bağçe, öşr-i bağat, mive, resm-i meyve, resm-i besatin, öşr-i bağ, bağçe-i narence, bağçe-i turunç, harac-ı kürüm, öşr-i bağ ve bahçe, öşr-i emrud, emrud ve zeytün, incir ve enar, öşr-i bostan ve meyve, öşr-i bostan ve cevz, öşr-i harnub, öşr-i havuç, öşr-i incir, öşr-i bağ-ı meviz, resm-i bostan, mukataa-i bağ ve bahçe, resm-i bostan ve piyaz, şıra-ı bağat ve eşcar, zemin-i bağçe, zemin-i bağ, bostan ve bağ, bağ, bostan, şıra-i bağat ve cevz, mahsul-i kelek, şıra-i kürüm vb.
Bunun dışında Tahrir Defterlerinde şu sebzelerden bahsedilmektedir:
“Asma kabağı, asma yaprağı, bakla, bal kabağı, balçık, bezelye, börülce, çalı fasulyesi, dereotu, ebe gümeci, enginar, fasulye, havuç, hıyar, hindiba, hisarcuk kurusu, ıspanak, kabak, karnabahar, kereviz, kızılcık, kişniş (kuş üzümü), kuzukulağı, lahana, marul, maydanoz, nane, pancar, patlıcan, pırasa, sakız kabağı, salatalık, sarımsak, semizotu, soğan, taze bamya, turp, yeşilbiber.
Tahrir defterlerinde piyaz ve sir olarak adı geçen soğan ve sarımsak, XVI. yüzyılda kazada üretimi yapılan sebzeleri oluşturmaktadır. 1 Soğan ise en az üretilen ve öşrü ise 47 Guruş olan bir sebzeydi. Gene az yetiştirilen ürünlerden olan susamın toplam öşrü 133 Guruştur.
Patlıcan tarımının XX. yüzyılın hemen başlarında yapılmaya başlandığı bilinmektedir. İklim ve toprak yapısı bakımından Ortakçı toprakları patlıcan üretimine uygun olması bakımından bu yıllarda tarımı başlanmıştır.
Patates de XX. yüzyılda tarımı başlanan ürünlerdendir. Patates de domates gibi 1910–1925 yıllarında pazarda satılan sebzelerin en kıymetlisi ve pahalısı olma özelliğini korumuştur.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.