Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’na daha aktif olarak katılmadan önce 28 Ekim 1914’de İzmir Limanı’nı ticarete kapatmıştır. Bu durum Mütareke’nin imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihine kadar devam edecektir. İzmir Limanı’nın kapalı olduğu sürede ticari faaliyet Bandırma Limanı yoluyla cereyan etmiştir. İzmir’in üzüm ve incir gibi dış ticaretinde önemli yere sahip ürünleri demiryolu ile Bandırma’ya ve oradan da vapurla İstanbul’a sevk edilmeye başlamıştır. Dolayısıyla bu dönemde Bandırma Limanı, Batı Anadolu’nun faaliyet-i iktisadiyesi için yegâne bir çıkış kapısı görevini yerine getirmiştir(171).
Savaş öncesi dönemde, 1914 yılında, İzmir ve çevresinin incir üretimi17.600.000 kilodur. Mütareke’nin başlangıç yılı olan 1919’da ise bu miktar 16 milyon 500 bin kilo gerçekleşmiştir. Görüldüğü gibi çok az bir gerileme söz konusudur. Üzümde görülen belirgin düşüş incirde ilk yıllar için geçerli değildir. 1920’de üretim miktarı önceki yıla göre yüzde 20 artarak 20 milyon 900 bin kiloya çıkmıştır. 1921’de artan incir üretimi 1922’de keskin bir düşüş içerisinde görülmektedir. 1922 yılı üretimi sadece 6 milyon 160 bin kilodur(172).
Savaş öncesi dönemin bir diğer önemli ihraç ürünü incirdir. Bu mahsulün en önemli alıcıları İngiltere ve Amerika idi. Savaş döneminde bu devletlerle harp halinde olunması bu ürünün ihracatını derinden etkilemiştir. İhracat sadece savaşta müttefikimiz olan Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan ile sınırlı kalmıştır. Bu nedenle elde edilen incir hâsılatı iç piyasada tüketilmeye çalışılmış, ordudaki askerlere bir gıda maddesi olarak verilmiştir(173).
Savaşın etkisi hemen kendisini göstermiş ve ekilen alanlar daralmaya başlamıştır. İmparatorluğun en önemli hububat ekimini oluşturan buğday1915’de 36 milyon dönüm araziye ekimi yapılmış ve bu araziden 155 milyon kile hâsılat elde edilmiştir. Bu rakamlara önceki yılın arazi olarak yüzde 10 ve alınan ürün miktarı olarak yüzde 30 gerisinde kalmaktadır. Hububat üretimdeki açık ithalat yoluyla kapatılmaya çalışılmış ve Bulgaristan’dan zahire ithalatı yapabilmek için çeşitli kolaylıklar sağlanmıştır. Üzüm ve incir de kısmi bir düşüş görülmektedir. En belirgin gerileme tütün ve pamuk ekiminde kendisini göstermiştir. 1915 yılında elde edilen tütün miktarı 1914 yılına göre yüzde 70, pamuk ise yüzde 90 azalmıştır(174).
1916’da üzüm üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 25 azalırken incirde yüzde 33’lük bir artış görülmektedir. Pamuk ve buğdaydaki düşüş devam etmekte, tütünde ise cüzi bir yükselme görülmektedir(175).
1915–1916 yılları Aydın İncir Müstahsilleri Anonim Şirketi için, 1.Dünya Savaşından dolayı zor yıllar olmasına rağmen başarılı çalışmalar sergilemiştir.1916 yılında kârını 144 bin 500 liraya kadar çıkarmıştır.
Aydın İncir Müstahsilleri Anonim Şirketi başarılı ticari faaliyetlerinin yanı sıra sosyal etkinlikler de göstermiştir. Okul inşa ettirdiği gibi başarılı öğrencilere burs vererek Avrupa’da eğitim görmelerini sağlamıştır.
Savaş yıllarında yaşanan zorluklar incir üreticilerinin faaliyetlerine engel teşkil edememiştir. İhracattaki aksamalar ve diğer olumsuz gelişmeleri bertaraf edebilmek için üreticiler arasında fikir alışverişleri sürerken üreticilerin güçlerini birleştirmeleri konusunda da çabalar sürmekteydi.
1917 yılında Germencik’te toplanan incir üreticileri Aydın Valisi Rahmi Bey’in gözetiminde toplanarak 1509 hisseden ve 240 oydan oluşan Aydın Kooperatif İncir Müstahsilleri Anonim Şirketi’ni kurdular.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.