TZOB Genel Başkanı Sayın Bayraktar’ın 2019 yılına dair değerlendirmelerini bölümler halinde okuyucumuzun bilgisine, sunuyoruz.
2019 YILINDA HAYVANCILIĞIMIZ: son yıllarda hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan sayılarında bir artış görüldüğünü belirtti. Büyükbaş hayvan sayısının 2019 yılında, 17,3 milyondan 18,3 milyona küçükbaş hayvan sayısının ise 47,4 milyondan 49,8 milyona çıktığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Yalnız kırmızı etteki sorunumuz devam etmektedir. 2016 yılında 1 milyon 173 bin tona kadar çıkan kırmızı et üretimi, 2017 yılında 1 milyon 126 bin tona, 2018’de 1 milyon 119 bin tona inmiştir.
Kırmızı et üretimi bu yılın Ocak- Eylül döneminde yaklaşık 51 bin tonluk artışla 859 bin tondan 910 bin tona yükselmiştir.
2019 yılının son dönemi besiciler için sıkıntılı geçmiştir.
Besiciler, yüksek yem fiyatlarından şikâyet etmektedir. Yağsız karkasın 1 kilogramıyla satın aldığı besi yemi miktarı 2015-2019 döneminde yüzde 27,6 azalarak 26,32 kilogramdan 19,05 kilograma düşmüştür.
Sadece 2019’daki düşüş bile yüzde 12’ye ulaşmıştır.
Et ve Süt Kurumu’nun depolarında et stokları oluşmuş, bu ürünün ihracat yolları aranmıştır.
Diğer taraftan süt üretimimiz sürekli artmaktadır. Öyle ki 2010 yılında 13,5 milyon ton olan toplam süt üretimi yüzde 63,7’lik artışla 2018 yılında 22,1 milyon tona çıkmıştır.
Bu durum süt hayvancılığımız açısından olumlu bir gelişmedir.
Ancak sanayiye aktarılan sütte aynı oranda bir artış görülmemektedir. 2010 yılında 6,7 milyon ton olan sanayiye aktarılan süt miktarı yüzde 49,2’lik artışla 2018’de 10 milyon tona ulaşmıştır. Yalnız sanayiye aktarılan inek sütü miktarı 2019 yılının on ayında önceki yıla göre yüzde 5,5 azalarak 8,5 milyon tondan 8,1 milyon tona inmiştir.
Süt sektörü, kırmızı et açısından çok önemlidir. Çünkü besiye alınan materyal oradan gelmektedir. Sütte istikrar olmadan, kırmızı ette istikrar olmaz. Süt/yem paritesi 1,5 olmalıdır. Ancak son verilere göre bu rakam 1,05’de kalmaktadır.
Önümüzdeki yıllarda bu sektörde bir arz talep dengesizliği oluşmaması açısından süt tüketimini teşvik edici uygulamalar, geçmişte son derece yararlı olan okul sütü programı tekrar hayata geçirilmelidir.
Süt ve süt ürünleri ihracatı daha fazla desteklenmelidir.
2019 yılının Ocak-Nisan döneminde litre başına 25 kuruş olarak uygulanan, daha sonra tekrar 10 kuruşa indirilen süt primi desteği yeniden artırılmalıdır.
Milyarlarca dolar harcanarak ithal edilen veya yetiştirilen damızlıkların kasaba, üretimi artırmak için verilen milyarlarca liralık desteğin boşa gitmemesi, 2010 yılında yaşanan et krizinin tekrar yaşanmaması için en kısa zamanda çiğ sütte 1,5’lik süt/yem paritesi yakalanmalıdır.
Canlı hayvan ve et ithalatı ülkeye fayda sağlamamaktadır.
Ülkemiz 2010 yılından 2019 yılı Kasım ayı sonuna kadar olan dönemde damızlık, besilik, kasaplık ve et ithalatına 8,4 milyar dolara yakın döviz harcamıştır.
Bu rakamın 3 milyar doları aşkın bölümü sadece kasaplık ve et ithalatına gitmiştir.
Ülkemiz o kadar da zengin değildir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.