Güçlü Yönler:
Türkiye’nin coğrafi durumu iklim ve teknik altyapısının hayvansal üretim, farklı ırk ve türler için uygunluğu,
Hayvancılık sektörü birim ürün değerinin yüksekliği nedeniyle sermaye birikimi ve kırsal gelirlerin artırılması ile gelirin yıl içerisine yayılması,
Mevcut hayvan varlığı ve sürü kompozisyonu ile son yıllarda kaydedilen gelişme, hayvancılık sektörünün gelişme potansiyeline sahip olması,
Var olan yöresel ve bölgesel ürünlerin uluslararası rekabette sağladığı avantaj ve ayrıcalıkların değerlendirilebilecek gerekli altyapı ve işaretleme çalışmalarının başlamış ve belirli aşamaya gelmiş olması,
Hayvancılık işletmelerinin üretim, tedarik, pazarlama vb. temel işletmecilik ve yetiştiricilik noktalarında sağlamış oldukları ilerleme ve gelişmelerin belirli bir düzeye ulaşmış olması,
Üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve rekabet açısından önemli olan yem bitkileri tarımının yaygınlaşmaya başlaması ve üreticilerin bu noktada ulaşmış oldukları bilgi ve bilinç düzeyi.
Zayıf Yönleri:
Hayvansal üretimde markalaşma eğiliminin yeterince gelişmemiş olması,
Örgütlü üretim için bilinç ve ilgi eksikliğinin devam ediyor olması, kısa vadede çözümünün zorluğu ya da bu konuda kararlı bir iradenin olmayışı,
Döner sermaye ihtiyacının finansmanı için uygun finansman kaynaklarının sağlanamaması sonucu ortaya çıkabilen aracı/sanayici sözleşme ve uygulamalarının üretici aleyhine dönmesi,
Fırsatlar:
Sahip olduğu coğrafi ve kültür altyapısı itibarıyla dış ticaretin geliştirilebilmesi için gerekli şartların varlığı,
İthalatın sürdürülebilir olmayışı/olamayacağı noktasından hareketle artacak olan damızlık ve kasaplık hayvan ihtiyacının karşılanması amacıyla işletmelerin sayı ve ölçek olarak büyümesi için artacak hayvan talebinin yurt içinden sağlanmaya başlamasının oluşturacağı olumlu etki,
Özellikle büyükbaş hayvan varlığı ve sürü popülasyonunda meydana gelen iyileşme ile birim hayvan başına sağlanacak olan iyileşmenin sağlayacağı verimlilik artışının işletmelerin ekonomik faaliyetlerine sağlayacağı katkı,
Gelişen gıda sanayinin artan ham madde talebi ve bu talebi sağlamak için atılacak olumlu adımların işletmeler için oluşturacağı teknik ve ekonomik katkı,
AB uyum çalışmaları ve AB’de ortaya çıkan gelişmelerin Türkiye’nin ihracat olanaklarını geliştirmesine katkı yapmasının beklenilmesi.
Tehditler:
Komşu ülkelerinin Türkiye’de hayvan hastalıkları için potansiyel tehdit oluşturmaları,
Bölgede yaşanan siyasal istikrarsızlıklar ve terörün, hayvancılık sektörü için önemli olan sınır güvenliği ve kontrolünün hayvancılık sektörü açısından risk unsuru haline dönüştürebilmesi,
Hayvansal üretimde belirli ırk ve türlerin aşırı derecede ön plana çıkarılması sonucu diğer ırk ve türlerin göz ardı edilmesi, özellikle küçükbaş hayvancılığın var olan potansiyel ve öneminin yeterince değerlendirilemeyişi veya ikinci planda kalması,
Hayvancılık sektöründe örgütlenme modeli ve uygulaması nedeniyle kooperatif ve birlikler arasında var olan uyumsuzluk,
Artan çevre bilinci ve duyarlılığı ile hayvansal üretim arasında kurulmaya çalışılan bağın üretim ve yetiştiricilik üzerine olumsuz etkisi ve buna bağlı hatalı uygulamalar,
Pazarlama kanallarının uzaması neticesinde bir yandan nihai ürün fiyatlarının yükselmesi diğer yandan üretici eline geçen fiyatın maliyet yapısından bağımsız olabilmesi,
Zaman zaman ortaya çıkan fiyat istikrarsızlıklarının çözümünde yapısal iyileşme ve gelişmeleri olumsuz etkileyecek popülist politika uygulamaları
Kaynak: 3. Milli Tarım Şurası Raporları
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.