Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin 14 Mayıs Çiftçi Bayramı nedeniyle Ankara Tandoğan Meydanı'nda düzenlediği mitingde Türk çiftçisinin en önemli örgütlü kuruluşu olan Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) görüşlerini anlatan Genel Başkan Şemsi Bayraktar, toprak koruma yasası ve sulama ve elektrik fiyatları ile lgili sorunları dile getirdi. Toprak Koruma Kurullarında, toprağın esas sahibi çiftçimizin temsilcileri mutlaka olmalıdır.
SİT kararı deldirilmemelidir. Bunun takipçisi olacağız. Herkesi bu topraklara sahip çıkmaya davet ediyorum. Verimli arazileri korumada en büyük görev de valilerimize ve belediye başkanlarımıza düşmektedir. Tarımsal üretim dışında bırakacağımız bir karış bile toprak olmamalıdır. Bütün tarım arazileri Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dahil edilmelidir. Ekilen, dikilen 9 milyon hektar tarım arazisini kullanan üreticilerimiz de desteklerden faydalanmalıdır.
Ecrimisil ödeyen, hala intikalini yaptıramamış fakat tarımsal üretimi gerçekleştiren çiftçilerimiz de destekleme kapsamına alınmalıdır. Arazilerimiz çok parçalı. İşletme büyüklüklerimiz verimli tarım yapmayı sağlayabilecek yeterlilikte değil. Parçalanmanın önüne geçilmelidir. Toplulaştırma çalışmaları bir an önce bitirilmelidir.
Tarımsal verimliliği sağlamada bir diğer unsur da sulamadır. İsrail’den daha büyük arazimizde toprağı suyla buluşturamadık. Sulama altyapımız yetersiz, olanların büyük bölümü de eskidiği için atıl vaziyette. Kaynaktan, tarlaya çok su kaybediyoruz. Ülkemiz su zengini değildir. Suyun damlasını bile israf etme lüksümüz yoktur. Basınçlı sulama sistemlerini hızla yaygınlaştırmamız ve bunun için daha fazla destek vermemiz şarttır. Ayrıca, GAP, KOP, DAP gibi büyük sulama yatırımlarını da içeren kalkınma projelerini zaman kaybetmeden hayata geçirmemiz gerekiyor.
Soya, ayçiçeği gibi yağlı tohumlar ile pamukta büyük üretim açığı veriyoruz. 5 milyar dolarlık bir ithalatımız var.
Sulama alanlarını artırdığımızda bu kadar ithalat yapmak zorunda kalmayacağız. Bu ülke o kadar zengin değil. Milyarlarca doları ithalata veremeyiz. “Yerli malı yurdun malı” diyorduk. Şimdi “yerli malı dünya malı” diyoruz. Türkiye, dünya malı tüketmekten kurtulmalıdır. Sofralarımızda yerli ürün kullanalım ki çiftçimiz kazansın.
Yapısal sorunlarımızı çözersek, topraklarımızı sulayabilirsek, arazilerimizi toplulaştırırsak, üreticimize destek verirsek, soyayı, pamuğu, ayçiçeğini ülke ihtiyacı kadar üretmeliyiz. İthalata son vermeliyiz.
Sulamada kullanılan elektrik ve yeraltı sulama ücretleri üreticimizi zorluyor.
Sulama ücret tarifelerinde metreküp uygulamasına geçilmesi de maliyetleri artırdı.
Sayaç maliyetleri de işin cabası. Sulama birliklerine olan borçlar ödenemez hale geldi. Sulama birliklerine olan borçlar yapılandırılmalıdır. Elektrik borçlarından dolayı üreticilerimizin desteklerine bloke konuluyor. Desteklerde bloke kaldırılmalıdır.
Buradan hükümetimize seslenelim; elektrikte fiyatların düşürülmesini istiyoruz. Pahalı olan elektrikte birim fiyatın düşürülmesi için tarımda KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e indirilmesi,
pay ve fonların kaldırılması gerekir. Uzun zamandır talep ettiğimiz seralara ticarethane tarifesi yerine tarımsal sulama tarifesinden elektrik verilmesi seracılarımızı memnun etmiştir. Benzer bir düzenlemenin hayvancılık, kültür balıkçılığı işletmeleri ve tarımsal amaçlı soğuk hava depoları için de istiyoruz. Sulama dönemindeki elektrik kesintileri de çiftçilerimizi çok mağdur etmektedir.
Enerji altyapısı acilen gözden geçirilmeli, bu sorun giderilmelidir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.