Takip Et

TÜRKİYE’DE KOOPERATİFÇİLİĞİ İLE İLGİLİ MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ

Ülkemizde pek çok yasada olduğu gibi kooperatifçilik konusunda da sık sık yasal düzenlemeler yapılmıştır.

İlk koperatifçilik ile ilgili düzenlemenin 1844 yılında yapıldığını dikkate alırsak günümüze kadar geçen 175 yılda pek çok değişikliğe uğradığını görmekteyiz.

Kooperatifler Kanunu 9 bölümden oluşmaktadır. Bu kanun; 1971/1496, 1981/2475, 1987/3381, 1988/3475, 1997/4274, 2001/4629 ile 2004 tarih /5146 sayılı kanunlar olmak üzere 7 defa değişiklik yapılarak, günümüz şartlarına uygun hale getirilmeye çalışılmıştır.

Türkiye'de Kooperatifçilik Kapsamındaki Kanunlar Türkiye'de kooperatifçilik, temel olarak 1969 yılında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile genel bir kanun altına alınmıştır. Kooperatifleri genel yasa niteliğinde bulunan Ticaret Kanunu kapsamından çıkararak 10/05/1969 sayılı ve 13195 numaralı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1163 sayılı Kanun, kooperatiflere yönelik özel hükümler içermektedir.

Bu kanun kapsamına giren tarımsal amaçlı kooperatifler; tarımsal kalkınma kooperatifleri, sulama kooperatifleri, su ürünleri kooperatifleri, pancar ekicileri kooperatifleri daha önceki düzenlemelerde farklı bakanlıkların yetki alanlarında faaliyet gösterirken bu yasa ile ve ile özel yasa niteliğinde olan 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kapsamı altında faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Tarımsal amaçlı kooperatif olan Tarım Satış Kooperatifleri de diğer özel yasa niteliğindeki 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri Kanunu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kapsamı altında faaliyetlerine devam etmektedir.

1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 1. maddesinde, “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir” ifadesi kooperatiflerin hukuki tarifini etmiştir. Değişir ortaklı ve değişir sermayeli ifadesiyle Türk hukukunda kooperatifler açısından serbest giriş veya açık kapı ilkesinin benimsendiği görülmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının önemli ve kooperatifçilik ilkeleriyle ilintili hükümlerinden birisi de ortakların oy hakkı ile ilgili hükümdür.”

Bunun yanında kooperatifçilik politikaları başta kalkınma planları olmak üzere bazı belgelerde yer aldılar.

“Dokuzuncu Kalkınma Planında (2007–2013) “Tarımsal Yapının Etkinleştirilmesi” başlığında gıda güvencesinin ve güvenilirliğinin sağlanması ile doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı gözetilerek, örgütlü ve rekabet gücü yüksek bir tarımsal yapı oluşturulacağı, üretici örgütlenmesine ilişkin mevzuatın yeniden ele alınarak, üreticilerin değişik amaçlara uygun şekillerde;

verimliliği ve pazarlamada rekabet gücünü artırıcı yönde örgütlenmelerinin destekleneceği belirtilmektedir. Yine planın “Kırsal Kesimde Kalkınmanın Sağlanması” başlığı altında kırsal kesimin örgütlenme kapasitesinin geliştirileceği ve üretici örgütlerinin güçlendirileceği, farklı üretici örgütlenmelerinin işlevleri, AB tarım uyum sürecinde yeniden düzenleneceği ifade edilmiştir.”

1163 sayılı Kanunun, kooperatiflere tanınan bir kısım muaflıklar ve kooperatif yöneticilerinin cezai sorumluluğuna ilişkin hükümleri de özellik arz etmektedir. Kooperatifler Kanunu, yöneticilerin cezai sorumlulukları bakımından da ticaret şirketlerinden farklı hükümlere yer vermiştir. Yasanın 62/3'üncü maddesi uyarınca, kooperatif yönetim kurulu üyeleri kooperatifle ilgili suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılmaktadır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.