Hafta sonunda Aydın’da yapılan jeotermal ile ilgili iki toplantıdan (I.Aydın Çevre Kurultay’ı) ve Tarım Öğretiminin 170. Yıldönümü kutlamaları kapsamında ADÜ’de yapılan etkinlik ve panelle ilgili izlenimlerimizi aktarmaya devam ediyoruz.
Jeotermal Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Ufuk Şentürk’ün “Biz sizin tarım topraklarınızı alıyoruz fakat daha fazla gelir getirecek yatırımlar yapacağız, şeklindeki sözleri, somut olmadığı ve yaşanan tecrübelerden dolayı ciddiye alınmadı.
Tarafımızdan, ''Yüzde 90 net kâr getiren enerji üretimi varken,jeotermal yatırımcılar niçin daha az k3ar getiren alanlara yatırım yapsınlar'' sorusuna da cevap verilemedi.
Aydın Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı’ndan Levent Karaca’nın, kamulaştırma konusunda, adeta tarım arazilerinin mülkiyetinin jeotermal şirketler geçmesi doğal hak imiş gibi yaklaşımı, jeotermal imtiyaz sahibi şirketlerin aleyhine Aydın Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay tarafından alınan “yürütmeyi durdurma kararları” ından bahsetmeyişi izleyicilerce yadırgandı.
Yine tarafımızdan 5403 sayılı Toprak Koruma Yasasının, tarım alanlarını, jeotermal imtiyaz sahibi şirketlere tahsis etme veya mülkiyetini devretme hakkı bulunmadığı ifade edildi.
Muharrem Balat izleyicilerden en çok tepki alan jeotermal imtiyaz sahiplerinden oldu.
Kendisine gösterdiği gelincik fotoğrafına karşılık şimdiye kadar kaç dekar incir ve zeytin alanını yok ettiği soruldu, cevap alınamadı.
Sera yaptığı için kendisine teşekkür edildi, diğer yatırımcılara örnek olması temenni edildi.
Jeotermal yatırımcıya sahip çıkılmasını isteyen Muharrem Balat’a, çiftçinin ürünlerine kimin sahip çıkacağı soruldu, cevap alınamadı.
Muharrem Balat’a Köşk Çayı'na jeotermal atıkları boşalttığı söylenerek, Hırvatistan’da da Köşk Çayı bulup bulamayacağı ve orada da atıkları derelere boşaltıp boşaltamayacağı soruldu.
Atıkları kışın boşalttığını söyleyen Balat, Hırvatistan’da çevre duyarlılığı konusunda yapacaklarını söylemedi.
Panelde olumlu yönlerden birisi ADÜ’nün jeotermal akışkanların çevre etkileri konusunda laboratuar çalışmalarına başlayacağı idi. Ancak bir öğretim üyesinin jeotermal imtiyaz sahibi şirketlerden para yardımı talep etmesi, bu şirketlere yakın duran bazı öğretim üyelerinin varlığı ve yardım karşılında bilimsellik ve objektiflikten ayrılma endişesi izleyicileri tedirgin eden diğer bir husustu.
Jeotermal imtiyaz sahibi şirketlerin bilimsel araştırmalara müdahil olmak istemeleri kuşku ile karşılandı.
Yine izleyiciler arasında ADÜ’nün üzerinde bazı devlet üst yöneticilerinin baskısı olabileceği ve jeotermal imtiyaz sahibi şirketlerden yana tavır alabilecekleri ihtimali kafalarda doğmadı değil.
Toplantıda 3573 sayılı yasa ile jeotermal santrallerin zeytin alanlarına 3 km yakınına yapılamayacağı konusundaki kanun maddesi hiç gündeme gelmedi.
Jeotermal Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Ufuk Şentürk’ün,”Çevreyi kirleten ve tarıma zarar veren derneğimiz üyelerini bize şikâyet edin” sözü gülüşmelere neden olurken,
''Suçluyu suçluya şikâyet mi edeceğiz'' sözü etkinliğin en çarpıcı söz oldu
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.