Sık sık tekrarlıyoruz: Türk tarımının en temel yapısal sorunu tarım ürünleri fiyatlarının üretici elinde iken ortaya çıkan durumudur.
Sanmayın ki şu anda çarşı-pazar marketlerde oluşan fiyatlar üretici fiyatlarıdır.Bu hiçbir zaman böyle olmadı.Üretici elinde bir birim olan tarım ürünleri fiyatları tüketiciye ulaştığında en az %300 fark meydana gelmekte.
Tarım ürünleri fiyatlarında meydana gelen bu artışın ne önüne geçilebildi,ne de üretim-tüketim dengesi sağlanabildi.
Adı serbest piyasa olan bnu soygun düzeninde risk sahibi üretici kazanamadığı gibi pazarlamada hiç de söz sahibi olamiyor.
Aracının haksız kazancı engellenemediği gibi çözüm olarak da hükümetler “ithalat” yoluna başvurmakta ,hem ülke ekonomisine hem de üreticiye zarar vermekteler.
Dünkü yazımızda açıklamaya çalıştığımız gibi tarım önümüzdeki yılların en stratejik sektörü olacak.Artık ülkelerin en son ihraç edeceği ürünler tarım ürünleri ve gıda olacak.
Bu konuda Türkiye Ziraat Odları Birliği;
“Tarım, dünyada enerji ile birlikte en stratejik iki sektörden birisi konumundadır. Tarım ürünleri dünyada en fazla müdahaleye gerek duyan sektörlerden birisidir. Bu ürünlerin dünyada ticareti, Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarıyla düzenlenmiş ve üye ülkeler arasında yapılan görüşmelere yoğun tartışmalara sebep olmaktadır. Dış ticaret ayrıca ikili anlaşmalar çerçevesinde yürütülmektedir. Ülkeler arasındaki ticaretin yaygınlaştırılması için engellerin kaldırılması çalışmaları devam etmektedir. Sektörde dış ticaret rakamları TÜİK tarafından yapılan iki sınıflandırmaya göre incelenebilmektedir. Bunlardan ekonomik faaliyetlere göre yapılan sınıflandırma da işlenmemiş tarım ürünleri esas alınmaktadır. “ demektedir.
Türkiye bir türlü tarım ürünleri ithalat- ,hracat rejimini ülke çıkarları doğrultusunda ayarlayamamış,olguya hep Maliye Bakanlığı’nın gözünden bakarak üretici çıkarlarını hep arka plana atmıştır.
Bunun yanında ülkemiz yukarıda bahsedilen ve TÜİK’in müdahil olduğu sınıflandırma ile dengeyi daha da bozmaktadır.
“Bu sınıflamada tarım sektörü üç ana kategoride ele alınmıştır. İşlenmemiş bitkisel ve hayvansal ürünlerin bulunduğu tarım ve hayvancılık kategorisinde dış ticaret dengesi, ele alınan son dört yılda dış ticaret açığı verirken balıkçılık sektörü fazlalık vermektedir. İşlenmemiş tarım ve hayvancılık sektöründeki açık 2018’de 3 milyar 670 milyon dolara yükselmiştir. Bu açığın önemli bir kısmı arz açığımız olan pamuk ve yağlı tohumlar ithalatından ileri gelmektedir. Ayrıca hububatta olduğu gibi kaliteli buğday ve buğday ürünleri rekabetinde dünya üretimi karşısında avantaj sağlama amacıyla dâhilde işleme rejimi (DİR) çerçevesinde yaptığımız ithalat, dış ticaret açığına neden olmaktadır.”
Tarım ve zorunlu olmayan gıda konusunda İthalat, Türk devletinin en son düşüneceği konu olmalıdır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.