Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin az bir bölümünün denekler üzerinde hangi sonuçları ortaya çıkardığını dünkü ve önceki yazılarımızda ortaya koymuştuk.Bugün ise insan sağlığına etkisi ile ilgili bilimsel araştırma ve sonuçları ele alalım.
“GDO’ların insanlar üzerinde olumsuz etkileri içinde en çok görüleni allerjik etkileridir . Gıda allerjileri en sık olarak bağışıklık sistemde görülmektedir. Görülen bu allerjiler arasında ağızda dil ve dudak şişmesi, ciltte kaşıntı, egzema ve kızarıklıklar şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
Gözlerde kızarıklık ve ödem şeklinde görülmektedir.
Akciğerlerde inspirasyonda zorluk görülmektedir. Mide bağırsak sisteminde abdominal kramplar, diyare ve kusma olarak görülmektedir. Allerjiye neden olan gıdaların başlıcaları fıstık, süt, yumurta, balık ve buğday sayılabilmektedir."
“GDO’lu gıdalarda bulunan protein sekanslarındaki küçük değişiklik ile dahi allerjik durumların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Yeni olarak ilk defa alınan bu proteinleri vücut tanımamakta ve bu nedenle allerjik durumlara ve bağışıklık sisteminde farklı yanıtların görülmesine neden olmaktadır. Ayrıca, bir kişide allerjik olan protein geni, kişilerin güven duydukları ve emniyet içinde rahatlıkla tüketebilecekleri gıdalar ile de aktarılabilmektedir.”
“GDO’lu besinler taşıdıkları genetik maddeler ile antibiyotiklere karşı direnç oluşturmaktadır. Canlıların sindirim sisteminde bulunan bakterilere bu genetik maddelerin ulaşması neticesinde önemli problemlere neden olabilmektedir. Bu şekildeki aktarıma bağlı olarak antibiyotik rezistansı gelişmektedir.”
“GDO’ların canlılar üzerinde meydana getirdiği problemlerden biri de toksik etkilerdir. Bu toksik etkiler canlılara aktarılan yeni gen ürünlerini ve bu genlere bağlı olarak meydana gelen ikincil ürünleri kapsamaktadır. GDO’lu bitkilerde bulunan öldürücü genler canlıların hücre ve doku sistemlerinde birikerek toksik etkilere neden olmaktadır.”
“Bir Japon firması vücutta serotonin yapımında kullanılan esansiyel bir aminoasit olan triptofanı bir bakteride üretimini sağlamışlardır. Bu firma, üretilen bu triptofanı GDO’lu gıdaların üretiminde kullanarak farklı şekillerde ABD’de pazarda tüketime sunmuştur. Bu ürünleri tüketen kişilerde birkaç ay içerisinde sinir sisteminde rahatsızlıklar ve adale şikâyetleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu kişilerde Eozinofili Miyalji Sendromu (EMS) ortaya çıkmıştır.”
“ABD"de Lonapo patatesi olarak tanımlanan bir patates türünde çalışma yapılmıştır. Bu patates türünün kuru maddesi yüksek olacak şekilde, patatesler üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu patatesler de cips yapımında kullanılmıştır. Bu patateslerde daha sonraki yıllarda solanin toksini tespit edilmiş ve piyasadan kaldırılmıştır.”
“Araştırmacılar, GDO'ların doğrudan ve dolaylı olarak kanser yapıcı etkisinin olabileceğini belirtilmektedir. Dayanıklılığı artırmak için pamuk, soya, mısır ve kolza çeşitlerinde kimyasallar kullanılmaktadır. Herbisitlere karşı dayanıklılığı sağlamak için bromoxynil ve glufonsinate gibi kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Bu maddelerin doğrudan kanser yapıcı oldukları bilinmektedir.”
Sıçanlarda yapılan çalışmalarda prostat ve tiroid bezlerinde değişik kanser türlerine rastlanmıştır.
Tarım Orman Bakanlığı Biyogüvenlik kurulu Soya ve mısırda GDO’ya izin vermiştir.
“GDO’lu bitkilerde toksik meddeler tespit edilmiştir. Ayrıca bu toksik maddeler bitkiler aracılığı ile suya ve toprağa geçtiğini gösteren birçok çalışma mevcuttur. Bu nedenle bu toksinler diğer canlıların besinlerine katılabilmektedir. Üretilen endotoksinlerin toprakta 33 hafta bulunduğu tespit edilmiştir”
AB’de GDO’lu gıdalar ile ilgili olarak bir mevzuat yayınlamıştır. Yayınlanan bu mevzuata göre insan, hayvan, çevre sağlığı ve AB iç pazarı için önemli oranda koruma sağlamayı amaçlamaktadır.
Ülkemizde ise nerdeyse içtiğimiz suyu dahi GDO’lu hale getirmeye çalışmaktalar.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.