Jeotermal ve doğal çıkışlı mineralli sular sınıflandırılırken incelikle sıcaklıkları ele alınmaktadır. Ülkemizde ve Aydın’da pek çok bölgede özellikle birinci derecede deprem sahalarında bol miktarda doğal çıkışlı sıcak sulara rastlamaktayız. Bu sulardan genellikle kaplıca ve turizm tesisi olarak yararlanılmaktadır.
Ülkelere ve konu ile ilgili bilim insanlarının tasniflerini dikkate aldığımızda değişik sınıflandırmalar olmasına rağmen jeotermal enerji, sıcaklık içeriğine göre kabaca üç gruba ayrılır.
1. Düşük Sıcaklıklı Sahalar (20-70°C)
2. Orta Sıcaklıklı Sahalar (70-150°C)
3. Yüksek Sıcaklıklı Sahalar (150°C’den yüksek)
Düşük ve orta sıcaklıklı sahalar, bugünkü teknolojik ve ekonomik koşullar altında başta olmak üzere sera, bina, zirai ısıtmacılığı, yiyecek kurutulması, kerestecilik, kâğıt, dericilikte ve dokuma sanayiinde, soğutma tesislerinde kullanılmaktadır. Kimyasal madde üretiminde ise borik asit, amonyum bikarbonat, ağır su, akışkandaki CO2 den kuru buz eldesinde kullanılmaktadır. Ancak, orta entalpili (sıcaklıklı) sahalardaki akışkanlardan da elektrik üretimi için teknolojiler geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuş durumdadır.
Yüksek entalpili sahalardan elde edilen akışkan ise, elektrik üretiminin yanısıra entegre olarak pek çok alanda ekonomik olarak kullanılabilmektedir.
Ülkemizde 25-272 derece arasında değişen 700 ün üzerindeki sıcak su kaynağının varlığı, ülkemizin önemli bir jeotermal enerji potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir
Aydın ilinin bu bakımdan şansı tartışma götürmez. Özellikle Kızıldere jeotermal havzası Türkiye genelinde yapılan etütlerde 242°C derece ile en yüksek su ve buhar elde edilen bölgelerden birisi olma özelliğini korumaktadır..
Germencik jeotermal alanında ölçülen en yüksek sıcaklık 230°C olarak ölçülmüştür. Salavatlı’da ise ölçülen en yüksek sıcaklık 171°C’dir. Ilıcabaşı-İmamköy jeotermal hattında AYTER-1 de ölçülen azami sıcaklık 84,5° C ve AYTER-2’de ise 105°C’dir.
Debiler dikkate alındığında, yine Kızıldere bölgesi gibi Aydın’da Pamukören, Salâvatlı, Ömerbeyli, Germencik, Köşk, Moralı, sahaları çok zengin rezerve sahip bulunmaktadır.
Bunların dışında düşük sıcaklıklı alanlarda ise daha çok ılıca ve kaplıca türü tesisler yer almış borik asit, amonyum bikarbonat, ağır su üretim tesisleri hala kurulmamıştır.
İlimizde orta sıcaklıklı sular da yer almakta olup bu tesisler henüz kurulmamıştır.
5686 sayılı yasa içerisinde bu tür tesislerin kurulması önerilmekte ise de kurulmaması halinde herhangi bir cezai müeyyidesi bulunmamaktadır. Jeotermal imtiyaz sahibi şirketler sadece son derece karlı olan ve yüksek meblağlarda teşvik alan enerji üretimine yönelmişlerdir.
Ancak bu tesislerin çevresinde bu tür endüstri entegre alanlarının oluşturulması Türk ekonomisi açısından önemlidir. Var olmamaları ise büyük bir eksiklik.
Bu açıdan Türkiye’nin acilen “Milli Kaynakları Koruma Yasası”na ihtiyacı bulunmaktadır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.