Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nin (KİK) Avrupa Birliği’nin 36. Toplantısı (AB) ve Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapıldı.
Türk kamuoyu ise hala 15 Temmuz FETÖ darbesinin gündeminde sürüklenmekte olduğundan böyle öneml bir konuyu atlamış durumda. Bu konu Türk çiftçisi kadar Türk tarım üretimi, girdileri, tedarikçleri ve tüm bileşen ve sektör temsilcilerini daha doğrusu Türk ekonomisini doğrudan ilgilendirmektedir.
Fakat AB’nin Türkiye’ye karşı her alanda olduğu gibi tarımsal politikalar konusunda da çifte standart sahibi olduğu hepimizin malumudur.
Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti de AB’nin hemen hemen her alandaki kıstaslarını yasal düzenlemelerle harfiyen yerine getirirken tarım ile ilgili desteklemeleri ya “yok” farzetmektedir, ya da “yarım yamalak” uygulayarak günü kurtarmaktadır.
Gündemde her ne kadar “kimse bize parmak sallayamaz” türü bir tavır varsa da maalesef iş Türk çiftçisi ve Türk tarımının çıkarları olduğu zaman bırakın parmağı yumruk, balyoz atom bombası allamakta bir sakınca görmemekteler.
Biliyoruz ki Türkiye Gümrük Birliği’nin tam ortağı değildir. Üvey evlat pozisyonunda kapının dışında tutulmakta, AB tarafından adeta “kapıda ekmek bekleyen köpek “ pozisyonunda görülmek ve bu pozisyonda hayatını sürdürmesi istenmektedir.
Türk hariciyesi Ortadoğu, Suriye, Irak, Katar, Kıbrıs gibi konularla uğraşmaktan bu konulara zaten eğilememektedir.
Yurt dışında çalışmış olan bir kamu görevlisi olarak Büyükelçilik ve konsolosluklar bünyesinde görevli “Ticari” Ateşe” lerin Türkiye lehine ne bir iş yaptıklarını gördüm, ne de hangi işlerle görevli olduklarını da anlamış değilim.
Devlet katlarından, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nin (KİK) Avrupa Birliği’nin 36. Toplantısı ile ilgili olarak henüz olumlu veya olumsuz bir görüş bildiren olmadı.
Kamuoyu artık AB konusunda Cengiz Aktar,Can Paker ve TESEV çizgisinde değildir.AB’nin Türkiye’ye karşı olumsuz tavırları tüm kesimleri derinden rahatsız etmektedir.
Hele son aylarda AB, Almanya,Avusturya,Hollanda ile yaşanan gerginlikler konuyu gündeme “artık ne olacaksa olsun” noktasına getirmek üzeredir.
Daha dün Almanya’nın “Türkiye’ye turist göndermeyiz, ekonomik abljuka ve kısıtlama uygularız” tehdidi damlayı bardağın ağzına getirmek üzeredir.
Konu sadece TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın gündeminde idi.
Öncelikle her politikacı ve siyasetçinin şikâyetçi olduğu AB-Türkiye lişkilerinin gidişatından Sayın Şemsi Bayraktar da rahatsız durumdadır. AB’nin “ayak sürümesi, ipe un sermesi” artık hem Türk Devleti’ni hem de Türk kamuoyunu bıktırmış durumda.
TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın bu önemli konu ile ilgil tespit ve çözüm önerilerini yarın ele alacağız.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.