Dünyada ticaret kıran kırana geçen bir savaşlar dizisi haline geldi.
En insani durumdan dahi ticari kazanç elde edebilmek bazı devletlerin milli politikası olmaya başladı.Son örneği ise corona virüs salgınının uzun vadeli çaresi olan “aşı” üzerinde ortaya çıkan rekabet…Ülkeler ilk aşıyı kendilerinin bulup pazarı ele geçirme mücadelesi içerisindeler. Hatta fazla miktarda aşıyı üretim pazarın söz sahibi olabilmek için 2-3 ülke bir araya gelerek işbirliği dahi yapmaktalar.
Konumuz her zaman olduğu gibi tarım ve gıda .
Tarımda da verimlilik (birim başı alınan miktar) ve kalite bir tarım ürünü ve gıdanın satılmasının ilk şartı.Ürün ve gıda alıcının damak tadına uygun olmalı, uluslararası bir marka adı altında satılması da satış ve piyasa hakimiyeti açısından önemlidir.
Nüfusu her an artan dünya için tarımsal verimliliğin artırılmasını gerekli ve önemli hale getiren açlık, yetersiz beslenme ve önümüzdeki dönemde en iyi senaryolar arasında kabul edilen dünya gıda krizinin ortaya çıkmasıdır.
Krizi bir corona virüs salgınının 2020 sonbaharında başlaması beklenen ikinci salgını neden olacaktır.Bu salgının etki süresinin ne olduğu henüz kestirilememektedir.2021 yaz aylarında azalmasını bekleyenler için “iyimser” ifadesi kullanılmakta.
Bu dönemde tarımsal ürün ve gıda üretiminde ciddi bir düşüş beklenmektedir.2019-2020 corona salgın döneminde üretim düşüşü daha az hissedildi. Çünkü salgın 2020 Mart ayından itibaren çok hızlı bir yayılım gösterdi. Bu dönemde ise kuzey yarım küreye bahar gelmesi ile tarımsal üretim mevsiminin açılması sorunun üzerine geçici bir perde çekti.
İşin diğer bir cephesi ise corona salgınının en yüksek oranda yayılım gösterdiği üç ülke Çin, ABD ve Brezilya. Bu üç ülke pek çok tarım ürününde dünyanın ilk üçünde yer alan tarım ülkeleri.
Pek çek devlette gıda stoklama üzerinde planlı bir panik hâkim. Her ülke tarımsal programını ve gıda stoklama sistemini yeni baştan gözden geçirmekte.
Türkiye hariç.
Türkiye için sorun aynı. Hala tarımsal ürün ve gıda ithal eden bir ülke olarak yakın zamanda gıda ve tarımsal ürün ithal edebileceğimiz bir ülke bulamayabiliriz.
Türkiye ve benzeri ülkeler, gıda ve benzeri sorunların hafifletilebilmesi, ortadan kaldırılması için özellikle tarımsal verimlilik alanında ciddi mesafeler almaları gerekmektedir.
Çin ABD ve Brezilya’da meydana gelebilecek tarımsal süreçlerin aksaması tüm dünya için uzun yıllar telafi edilemeyecek bir açlık sürecini ortaya çıkarabilir.
Türkiye acilen verimlilik artışı ve tarımda modernleşmeye giden planlarını, hem de somut sonuçlarının tarihleri ile beraber gitmeye mecburdur.
Tüm dünyada ticari liberalizasyon ile birlikte artan vahşi rekabet ortamında ülkemizin ezilen ülkeler kesiminde yer almaması için bir yandan verimli ve modern üretim,diğer yanda gıda stoklarının oluşması,kendi milli tohum stoğumuzun vücuda getirilmesi gerekmektedir.
Mutlaka ihtiyaç fazlası üretmemiz gerekir.İhtiyaç fazlasının bir kısmı stoklanırken artan kısmı da ihraç edilerek dünya gıda piyasalarında söz sahibi bir ülke haline gelmeliyiz.
Ve bu tedbirleri alırken geç kalmamalıyız.
vardır ve bunun giderek tarım ürünleri piyasalarına da yansıdığı görülmektedir. Böyle bir ortamda tarım sektörünü modernize edip daha fazla rekabet edebilir hale getirmek büyük önem kazanmaktadır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.