Takip Et

TÜRK TARIMINDA ANA SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ

Böyle bir geniş içerikli başlık altında yazılacak yazının hacmi kitap ebadında olmalıdır. Ancak biz sadece hatırlatma bakımından bazı konuları özet ve başlıklar halinde ele alalım.

Türk tarımında verimin artırılması gerekmektedir. Bunun gerçekleştirmek için girdi, işçilik maliyetlerini düşürmek ilk adım olmalıdır.

Modern ve makinalı tarıma geçmek ikinci adım olacaktır. Bunun için de üreticinin finans ihtiyacı giderilmelidir.

Zirai ilaç, tohum ve gübre ve benzeri temel ürünlerin Türkiye’de üretilmesi verim artırmanın olmazsa olmazlarındandır. Bu kalemler ithal girdiler oldukları için çiftçi açısından en büyük maliyet unsurlarındandırlar.

Üreticinin yeni tarım teknolojilerine uyumu sağlanmalıdır. Zira Tarım yeni ve ileri tarım teknolojilerine, normal bir üreticinin mevcut eğitimi ile bunları kullanabilmesi mümkün değildir. Özel yetenek isteyen teknolojiler için eğitim programları şarttır. Ancak bu süreç çok zorludur. Yaş ortalaması 55’i aşmış bir üretici kesimini bu eğitimden geçirmek zordur.

Hiç yılmadan kooperatifçilik konusu gündemde tutulmalı, tarım ürünü ve gıdada pazarlama aktörlerinin konumları yasa ile yeniden düzenlenmeli, gelişmiş Avrupa tarım ülkelerinin sistemleri Türk tarımına uyarlanmalıdır.

Türkiye genelinde ürünün özelliğine uygun soğuk hava depoları kurulmalı ve lisanslı depoculuk elden geldiğince, belli bir plan ve program dâhilinde yaygınlaştırılmalıdır.

Ürün odaklı, ihtisas temelli tarım borsaları kurulması gerekmektedir. Örneğin Ege Bölgesinde Aydın, İzmir, Manisa’da ayrı ayrı üzüm, incir, pamuk, zeytin/zeytinyağı “ürün ihtisas borsaları” oluşturmalıdır.

Ham ürün ihracatından vazgeçip dünya borsalarında kabul edilen katma değerli ürün ihracatına yönelmeliyiz.

Önümüzdeki uzun on yılların ve hatta yüz yılların en değerli ürünü ne maden, ne enerji, değildir. Üzerinde savaşılacak iki kıymetli varlık su ve gıda olacaktır.

Önümüzdeki olası kuraklık yıllarında susuz verimli ve kaliteli gıda yetiştirmek ise hemen hemen imkansız hale gelecektir.

Bunun için Türkiye’nin öncelikle kuraklıkla mücadele,yeniden tarımsal sulama,bu gerçeklerle uyumlu ürün planlaması yapma mecburiyeti bulunmaktadır.

Devlet,Üniversite,Sivil toplum işbirliği ile somut,planlı,hedefe varacak yeni bir paket programla yola çıkılmalıdır.

Sulama sistemi genel ve birkaç ili içine alan bütüncül programlar olarak değil ilçe ve mikro havza projeleri olarak yerele yönelik olarak ele alınmalıdır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.