Takip Et

TARIM İŞGÜCÜNE KISA BİR BAKIŞ

“Ülkelerin ekonomik kalkınmalarında ve üretim sürecinde en önemli üretim faktörlerinden birini iş gücü oluşturmaktadır. Ekonomik anlamda iş gücü, üretim faaliyetlerine katılan aktif nüfusu ifade etmektedir.”

Tük ekonomisi içinde tarımda çalışan nüfus ekonomik göstergeler için önem arz etmektedir.

Türkiye’de istihdam edilen aktif nüfusun %22,7’si tarım sektöründe, %27,3’ü sanayi sektöründe, %50’si ise hizmetler sektöründedir (NKA, 2011).

Tarım ve tarım dışı sektörlerde istihdam edilen aktif nüfusun cinsiyet ve eğitim durumlarına göre genel bir değerlendirmesi yapıldığında, kadınların eğitim seviyesinin erkeklere göre daha düşük olduğu belirlenmiştir.

Eğitim seviyesinin farklı olması erkeklerin istihdamı açısından avantaj yaratırken, kadınların iş gücü piyasalarında istihdam önceliklerini kaybetmelerine neden olmaktadır. Ancak tarım sektöründe yaratılan istihdamda işler, kadınların ve erkeklerin yaptığı işler olarak sınıflandırıldığı için eğitim düzeyinin istihdam yaratmada diğer sektörlerde olduğu kadar etkisi bulunmamaktadır. Fakat üretim süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde, geleneksel üretim şeklinden gelişmiş tarım teknolojilerinin uygulandığı üretim şekline dönüşümün gerçekleştirilebilmesi için hem erkek hem de kadınların eğitim seviyelerinin, iş başarmaya yönelik yetenek ve niteliklerinin yüksek olmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Tarımda istihdam edilen aktif nüfusun %55,6’sını erkekler, %44,4’ünü kadınlar oluşturmakta olup her iki cinsiyette de ilkokul mezunları ağırlıklıdır.

Modern üretim tekniklerini kullanarak yapılacak üretimlerde iş gücünün niteliği büyük önem taşımaktadır. O nedenle üretim sürecinde istihdam edilenlerin çeşitli konularda düzenlenecek eğitimlerle işe yönelik niteliklerinin artırılması; iş gücü verimliliğinin sağlanmasına, kırsal alanda oluşturulacak iş çeşitliliğine yönelik potansiyel iş gücünün oluşmasına, bireylerin tarımsal girişimcilik faaliyetlerine yönelik eğilimlerinin artmasına, kırsaldaki gelir düzeyinin artırılması, tarımsal istihdam piyasalarında ücret oluşumunun düzenlenebilmesine vb. katkı sağlayacaktır.

Tarımsal istihdamda SGK’ya kayıtlı olmayanların sayısı çok yüksektir. 2018 yılı verilerine göre tarımsal istihdamın %83’ü SGK’ya kayıtlı değildir.

Türkiye’deki tarım işletmelerinin yaklaşık %83,45’inin küçük aile işletmelerinden oluşması ve tarım sektöründe çalışanların %89’unun kendi hesabına ve ücretsiz aile iş gücü olarak istihdam edilmesinden dolayı sigorta primlerini ödeme konusunda problemler yaşamaktadırlar. Bu nedenle SGK’ya kayıtlı çalışan sayısı oldukça düşüktür.

Sosyal korunmanın tarım sektöründe göz ardı edilmesi sektöre yönelik istihdam taleplerinin de azalmasına neden olmaktadır. Ücretsiz aile işçilerinin mevcut durumu incelendiğinde ise tarım sektöründe bu statüde istihdam edilen kişilerin sayıca fazla oldukları görülmektedir. Bu kişiler kayıt dışı olmasa dahi doğrudan istihdam yaratan bir değeri de temsil etmemektedir.

Tarımda ücretsiz aile işçisi olarak istihdam edilen kişiler ise genellikle kadınlardır. Tarımsal istihdam piyasasının sahip olduğu özellikler itibarıyla insanlar emekli olamamak, sosyal güvenceden yoksun kalmak, emeğe ve çalışma süresine yasal olarak karşılık bulamamak gibi nedenlerle tarım sektöründe istihdam edilmeyi tercih etmemektedir. Bu tercihten dolayı tarımsal istihdama konu olan nüfusun yaş ortalaması zamanla artmakta ve genç kuşak çalışma alanı olarak tarımı tercih etmemektedirler. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.