Takip Et

KIRSAL KALKINMA VE GELİNEN NOKTA-1

Kırsal deyince aklımıza şehir hayatı dışında kalan toplum gelmelidir. Bunu köylü-çiftçi olarak betimlemek de doğrudur.

Ülkemizde olduğu kadar tüm dünyada kırsal kalkınma bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Kırsal kalkınma bizde olduğu gibi diğer gelişmekte olan ülkelerin de önde gelen sorunları arasında yer almaktadır. Bu ülkelerin kırsal alanlarında yaklaşık üç milyar insanın yaşaması ve bu nüfusun % 60’ından fazlasının günde 2 doların altında kazanç elde etmesi kırsal nüfusun ihtiyaçları ile başa çıkmak için çok daha etkin stratejilerin gerektiğini ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için efektif kırsal kalkınma politikalarının zorunlu hale geldiğini adeta kanıtlar niteliktedir (Dahlman, 2015:1).”

Ülkemiz kırsal kesimi de tüm dünyada olduğu gibi milli gelirden en az payı oluşturan bölümü oluşturmaktadır.Ve her geçen yıl bu paydan aldıkları oran ve miktar azalmaktadır.

Bu ana sorunların giderilmesi için yakın zamanda tüm dünyada çözüm arayışları hızlanmıştır.

“Kırsal kalkınma yaklaşımlarında ülkelerin içinde bulundukları koşullara göre uygulamada farklılıklar olmakla beraber dünyada 1980’li yıllardan sonra kırsal kalkınma politikalarında önemli değişimler yaşanmaktadır. Bilhassa gelişmekte olan ülkelerde büyümeye dayalı politikalar tüm toplum kesimlerini kapsayan bütüncül kalkınma yaklaşımlarına dönüşmektedir. Özellikle 2000 yılından sonra yoksulluğun azaltılması ve kırsal kalkınmaya katkı sunulması için tarım ve hayvancılık sektörünü merkeze alan politikalar yerini çok sektörlü yaklaşımlara bırakmaktadır (Çelik, 2006:39; Gülçubuk, vd., 2015:1-3).”

Türkiye’de 2000 yılı sonrasında uygulanan politikaların ve uygulamaların belirlendiği Kalkınma Planları, Ulusal Kırsal Kalkınma Strateji Belgesi, Kırsal Kalkınma Eylem Planlarını içeren belgeler incelendiğinde bu politika ve uygulamaların beş temel hedef halinde ele alındığını görmekteyiz:

“1) Kırsal kesimde yoksulluğun azaltılması

2) Kırdan kente göçün azaltılması/durdurulması

3) Kır kent arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması

4) Kırsalda refahın yükseltilmesi

5) Yerel kurumların beşeri ve kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi

“Türkiye’de de “Türkiye 2005 yılı sonrasında, özellikle Avrupa Birliği (AB) tam üyelik müzakerelerinin başlamasının da etkisiyle, kırsal ve bölgesel kalkınma uygulamalarında bir dizi yenilikler gerçekleştirmiştir. 5449 sayılı Kanun ile Kalkınma Ajanslarının kurulması, 5355 sayılı Kanunkapsamında Mahalli İdare Birliklerinin kurulması ve Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı Kırsal Kalkınma (IPARD) Programı kapsamında Tarım ve Kırsal Kalkınma Kurumu’nun kurulması bu yeniliklere örnek olarak gösterilebilir (Kalkınma Bakanlığı, 2013a:134).”

2000 yılında belirlenen somut hedeflere ulaşılamadığı için 2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma planında Kırsal Kalınma için yeniden şu hedefler belirlenmiştir:

a) Kırsal ekonominin üretim ve istihdam yapısının tarım dışı ekonomik faaliyetlerle çeşitlendirilmesi ,

b) Kırsal kalkınma desteklerinin tarımda rekabet gücünü iyileştirecek şekilde kullandırılması ,

c) Yerel düzeyde kamunun hizmet sunum kapasitesinin güçlendirilmesi ve yenilikçi modellerin geliştirilmesi ,

d) Kırsal nüfusun bilişim hizmetlerine erişiminin güçlendirilmesi,

e) Yerleşim yerlerinin (orman köyleri, dağ köyleri vb.) dezavantajlı konumlarından kaynaklanan kalkınma sorunlarını azaltmaya yönelik üretim ve gelir tabanlı destek araçlarının geliştirilmesi ,

f) İlçe bazlı yerel kalkınma programlarının hazırlanması ,

g) Yerel nitelikteki kalkınma girişimlerinin desteklenmesi. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.