2022 yılının tahıllar ve endüstriyel ürünler açısından iyi geçtiği, meyve ve sebze grubunun ise karışık – bazı ürünlerde aşağı, bazılarında yukarı yönlü – bir görünüme sahip olduğu bilinmektedir.
Üçüncü yılına giren pandemi, yer yer farklı ülkelerde ve Türkiye’de yaşanan kuraklıklar ve son olarak Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, tahıl ve endüstriyel bitkileri daha stratejik hale getirmiştir. Bu ürünlerin küresel kotasyonlarını yukarı çeken bu gelişmeler yurtiçindeki fiyatları da doğal olarak etkilemektedir.
Devletin fiyat belirlemede etkin olduğu ürünlerde bu etki doğrudan fark edilmektedir, zira 2022 yılında hükümet tahıl ve endüstriyel bitkilerde enflasyonun çok üstünde alım/müdahale fiyatları açıklayarak çiftçileri üretime teşvik etmeye çalışmıştır.
Örneğin, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin buğday ve arpa alım fiyatları haziran ayının başında ve sonunda iki kez artırılmış, buna ilave olarak ürününü depolamadan 1 Eylül 2022 tarihine kadar TMO’ya getirecek çiftçilere ilave prim ödeneceği açıklanmıştır.
İlave primle birlikte buğday ve arpa alım fiyatlarında 2021 yılına göre yapılan artış sırasıyla %231 ve %254, yani her ikisinde de üç kattan fazla olmuştur.15 Aynı şekilde şeker pancarı için de Ocak 2022’den başlayarak ilk defa Cumhurbaşkanı tarafından 800 TL/ton olarak açıklanan alım avans fiyatı yıl içerisinde iki kez artışa uğramış, son olarak 23 Eylül 2022’de 1.450 TL olarak kesinleşmiştir.
2021’de 420 TL olan alım fiyatı dikkate alındığında yıllık artış %245’e denk gelmektedir. Keza çeltik (pirinç) alım fiyatları da iki kez artışa uğramış, farklı çeltik çeşitleri için farklı oranlar olmak üzere ortalama %217 yıllık fiyat artışı kaydedilmiştir.
Üzüm, zeytin, elma, ceviz, kiraz gibi çok yıllık ürünlerin yıllık bazda gösterdiği dalgalanmaların çiftçi tercihiyle ilgisi zayıftır, çünkü bu ürünler ağaçta veya bağda yetişmektedir ve her yıl yeniden tercih söz konusu değildir.
Şeker pancarı, ayçiçeği, pamuk gibi tek yıllık endüstriyel bitkiler ise yukarıdaki ürün tercihi grafiğine ilave olarak, bir sonraki sayfada sunulacak “ürün bazında ekiliş miktarı” ile birlikte değerlendirilmelidir. Zira ekiliş tercihinin ve ekiliş miktarının trendleri her zaman benzer yönde oluşmamaktadır. Belirli bir yılda bazı ürünler için ekiliş tercihi azalırken, çiftçi başına ekiliş miktarı artabilmektedir. Saha araştırmasında bildirilen ilk 20 ürünün 17’si, bankalar tarafından bir yılda 200 binden fazla kredi başvurusu için kullanılan KKB TARDES sistemindeki ilk 20 ürün listesinde de mevcuttur ve benzer sıralamaya sahiptir.
Özellikle buğday, arpa ve mısırın her iki tarafta da ilk 3’te olması ve aynı sırayı paylaşması, bu üç ürünün Türkiye’deki tüm çiftçiler için hem ana ürün hem de münavebe (rotasyon) ürünü olarak yetiştirildiğini göstermektedir.
Diğer ürünlerde iki veri kaynağı arasında ilk 20 içerisinde sıralamaların değişmesi olağandır, çünkü TARDES verisi tüm Türkiye’yi kapsarken, saha araştırması 28 ilde gerçekleştirilmektedir.
Bilindiği üzere Türkiye’de bazı ürünler belirli illerde yoğunlaşmaktadır. Çiftçilerin tercih ettiği ilk 20 ürünün çiftçi başına ortalama ekiliş alanı şöyle şekillenmiştir
Pamuk son 3 yıldır yapılan tüm araştırmalarda en yüksek ortalama ekiliş alanına sahip olmaktadır ve rakam 2020 yılından bu yana artmaktadır. Buğday, mısır, ayçiçeği, arpa ve yoncada da durum benzerdir ve ortalama alan pandemiden bu yana artmaktadır. Ayçiçeğinde bu yıl gözlenen çok sınırlı gerileme ihmal edilebilir düzeydedir.
Buğday, arpa ve pamuğun bir önceki “ekiliş tercihi” grafiğinde de 2022’de daha yüksek değere ulaştığı hatırlanmalıdır. Üretim süreçleri neredeyse tamamen mekanize hale gelmiş olan bu ürünlerde çiftçilerin gittikçe ölçek ekonomisine doğru kayarak ekiliş alanını büyüttükleri gözlenmektedir.
Patates, şeker pancarı ve yoncada karışık bir seyir – bir yıl yüksek, bir yıl düşük – izlenmektedir. Nitekim, şeker pancarı bir önceki “tercih” grafiğinde de düşüş göstermiştir. Kaynak:KKB,Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırması.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.