Ülkemiz çiftçisinin kuraklık,girdi maliyetleri,desteklemeler,ihracat ve iç Pazar satış şansı ve üretici eli fiyatlarını dikkate alarak her yıl “Hangi ürünü ekmeliyim?” sorusuna cevap aradığı herkesin bilgisi dahilinde olan bir konudur.
Bu sorunun cevabını verebilmek için tarla ürünlerinin yakın dönemlerdeki üretim seyrini ortaya koymamız gerekmektedir.
Önce pamuğu ele alalım:
Tekstil sanayiinin ana hammaddesi olan pamuk üretim miktarında dalgalanmalar görülmektedir. 2000 yılında 6,5 milyon da alanda yapılan pamuk tarımı 2006 yılında 5,9 milyon da, 2016 yılında ise 4,1 milyon da alana düşmüştür. Ancak birim alandan elde edilen verim miktarlarındaki artış nedeniyle üretim miktarında önemli bir değişme olmamıştır (Tablo 2.8). 2017 yılında ise 2,45 milyon tona yükselmiştir. 2000 yılında 880 bin ton olan lif pamuk üretimi, 2015 yılında 738 bin tona kadar gerilemiş, 2016 yılında ise 756 bin tona çıkmıştır (TÜİK, 2018a).
Yağlı tohumlar konusuna pamuk rakamları ile devam edelim.
Türkiye’de 2017 yılı itibarıyla pamuk çiğidi dahil 14,27 milyon da alanda 3,88 milyon ton yağlı tohum üretilmektedir. Ekim alanında ve üretim miktarında arzu edilen miktarlarda olmasa da belirli bir oranda artış sağlanmıştır. 2000 yılında 12,9 milyon da alanda ekilen yağlı tohumlar, 2017 yılında 14,27 milyon da alana ulaşmıştır. 2000-2017 yılları arasında yağlı tohumlar ekim alanı yüzde 10,58 üretim miktarı ise yüzde 72,35 artmıştır (Tablo 2.7). Ancak, yurt içi talep dikkate alındığında, yağlı tohumlarda yeterlilik oranı halen düşük olup, başta soya olmak üzere üretimi artıracak politikalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Türk tarımının geleneksel ihraç ürünü olan tütün de son yıllarda en sıkıntılı dönemini yaşamaktadır.
Geçmişte Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünü olan tütünde, değişen politikalar nedeniyle, üretim miktarı ve alanında önemli gerileme yaşanmıştır. 2000 yılında 2,37 milyon da alanda elde edilen 200 bin ton üretim, 2017 yılında 950 bin da alanda 80 bin tona gerilemiştir. On Birinci Kalkınma Planı öncesi 2011-2016 yılları arasında, tütün ekim alanında yüzde 20, üretim miktarında ise yüzde 64 oranında artış sağlanmıştır (Tablo 2.8). Tütün sektöründe yaşanan bu gelişmeler nedeniyle, mevcut üretim ile iç talep yanında ithalat ve ihracat projeksiyonları göz önüne alınarak tütün politikalarının gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Yumru bitkiler üretim alanında gerilemeye rağmen son yıllarda üretim miktarı artış göstermiştir. 2010-2017 döneminde yumru bitkilerin üretim alanı 6,15 milyon dekardan 4,8 milyon dekara düşmesine rağmen, birim alandan elde edilen verim artışı ile üretim miktarı da 24,19 milyon tondan 25,63 milyon tona yükselmiştir.
Şekerpancarı üretimi 2017 yılına kadar olan kısa dönemde 18,82 milyon tondan 20,83 milyon tona çıkmıştır.
Türkiye, haşhaş, acı bakla ve şerbetçi otundan oluşan parfümeri ve eczacılık bitkileri üretiminde dünyanın önemli ülkelerinden biridir. Ancak mevcut potansiyel yeterince değerlendirilemediği gibi bu alanda bir ilerleme sağlanamamıştır.
2000 yılında 2,5 milyon da alanda yapılan 147 bin tonluk üretim, 2016 yılında 910 bin da alanda 103 bin tona gerilemiştir. Bu grup içerisinde yer alan tıbbi ve aromatik bitkilerin, tarım sektöründeki önemi gün geçtikçe artmakta olup Türkiye’nin mevcut toprak ve su kaynakları ile biyoçeşitlilik durumu dikkate alınarak, küresel rekabet gücünü artıracak, uluslararası piyasaların talep ettiği kalite ve özelliklerde ıtrî - tıbbi bitki üretimini sağlayarak biyolojik çeşitliğini ekonomik avantaja dönüştürecek çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Kaynak:11. Kalkınma Planı
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.