“Büyük bölümünde kurak koşulların hüküm sürdüğü ülkemizde, tarımsal üretimi etkileyen en önemli faktörün su olduğu bir gerçektir.
Sulama ile hem her yıl arka arkaya ürün almak, hemde birim alandan alman ürün miktarını en az %30 oranında arttırmak mümkündür.
Sulamanın, alt yapı hizmetleri tamamlandıktan sonra bilgili olarak yapılması, sulamada ekonomi sağladığı gibi, tuzlanma ve erozyon zararları da söz konusu olmamaktadır. Son yıllarda denemeleri yapılan damla sulamadan da olumlu sonuçlar alınmakta olup, yaygınlaştırılması için çabalar sarf edilmektedir.Ancak istenen düzeye henüz ulaşılamamıştır.”
Sulama alanındaki sorunlar Belgin Çakmak ve Turhan Aküzüm tarafından şu başlıklar altında sıralanmıştır:
“Fiziksel Altyapı Yetersizliği ile ilgili sorunlar
• Sulama alanında, arazi toplulaştırma, tesviye ve drenaj gibi tarla içi geliştirme hizmetleri tamamlanamadığı için sürdürülebilir bir su yönetimi gerçekleştirilememektedir.
• Sulama kanalları, kanaletleri, sanat yapıları ve ölçü tesisleri, dış şartlara (sel, yağış, rüzgar, buzlanma, hava sıcaklığı) ve kullanıcıların tahribatına maruz kaldığı için kısa sürede elden çıkmakta, bakım onarıma ihtiyaç göstermektedir .
• Yüzey sulama yöntemlerinde bütün tesisler yerüstünde olduğundan, çiftçiler tarafından priz kapaklarına, çek yapılarına, ölçü tesislerine ve diğer tesislere müdahaleler yapılmakta, tesisler zarar görmekte ve işletme hizmetleri aksamaktadır.
• Bazı sulama şebekelerinde sanat yapıları maksimum kapasiteye göre inşa edildiğinden kanallar tam kapasitede çalıştırılmakta bu durum sulamada, su ve enerji israfına neden olmaktadır.
• Su kaynağı yeterli olmayan sulamalarda çiftçilerin kaçak yeraltısuyu kuyularına yönelme eğilimini artırarak sulama randımanının düşmesine neden olmaktadır.
• Kanal şebekelerinin çoğunda ara depolamalar bulunmadığı için özellikle pik dönemler dışında gece sulaması da yapılmadığı için şebekeye verilen sular tahliyeye gitmektedir.
• Rusubat tutucu yapılar (çökeltme havuzu, ızgara, filtre vb.), kafa hendekleri, alt ve üst sel geçitleri gibi sanat yapılarının eksikliğinden ya da fonksiyonel olmamasından dolayı kanallarda aşırı sedimantasyon birikimi ya da tahribatlar olmaktadır. Bu durum trilyonlarca paranın tortu temizliğine ve bakıma-onarıma harcanmasına neden olmaktadır
“Ülkemizde bir yandan yeni alanlar sulamaya açılırken diğer yandan çok büyük yatırımlarla sulama şebekeleri kurulmuş araziler, yanlış tarım ve sulama uygulamaları nedeniyle hızla bozulmakta ve kirlenmektedir. Sulamaya açılan alanların büyük bir bölümü tuzluluk ve sodyumluluk problemi ile karşı karşıyadır. Aşırı ve yanlış gübreleme toprak-bitki-su dengesini nitrit-nitrat kalıntılarıyla toprak yapısını bozmuş, yer altı sularını kirletmiştir.”
Kaynak: Çakmak ve Aküzüm, Türkiye’de Tarımda Su Yönetimi, Sorunlar Ve Çözüm Önerileri
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.