Takip Et

Cumhuriyet Hükümetlerinin Tarıma Yaklaşımı-104

Erdoğan hükümetlerinin ilk yıllarında en büyük handikapları dünya ekonomilerini yönlendiren kuruluşların Türkiye üzerindeki baskıları olmuştur.

Türkiye bir yandan AB kapılarını zorlarken bir yanda da AB baskıları ile karşı karşıya kalmaktaydı.AB tarım politikaları,AB çıkarlarını ve AB çiftçisini koruma, AB dışı üçüncü ülkeleri yok sayma ve hatta AB çıkarları için köleleştirme politikalarını takip etmekteydi.

Avrupa Birliği: Türkiye’nin AB’ye uyum çalışmaları, 9 Aralık 1999 yılındaki Helsinki Zirvesi'nde AB adaylığının açıklanmasından sonra hızlanmıştır. Özellikle Türkiye’nin 3 Ekim 2005 tarihinde AB ile imzaladığı Müzakere Çerçeve Belgesi’nin Tarım ve Kırsal Kalkınma faslında, tarım sektörü ile ilgili neredeyse aşılması olanaksız hükümler yer almıştır. Bu fasılda yer alan hükümler, değişik ürünler için geliştirilen ve çiftçilere ve sektörde yer alan ürün işleyicilerine verilen destekler, bazı ürünlere yönelik üretimle ilgili kota düzenlemeleri, bu ürünlerin ithalatına yönelik kısıtlamalar, ek tarifeler gibi hususları kapsamaktadır. Ayrıca tarımla uğraşan ve gelir düzeyi düşük kırsal kesimin ihtiyaçlarını karşılamaya, gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesine yönelik tedbirlerin bulunduğu AB kırsal kalkınma politikasının uygulanabilmesi için zemin teşkil eden planlama, programlama, izleme ve değerlendirme, mali yönetim ve kontrol ile politika amaçlarına ulaşmak için kurulması gereken sistemler ve idari araçlar da bu başlık altında ele alınmıştır. (TC Avrupa Birliği Bakanlığı, 2011) Tarım sektörüne yönelik olarak belirlenen bu hükümler Türkiye’nin tarım politikalarının yönünü değiştirebilecek niteliktedir. (1)

Uluslararası Para Fonu: Türkiye’de de uygulanan tarım politikalarıyla tarımda yaşanan sorunların çözülememesi ve 1990’lı yılların ikinci yarısında ekonomide yaşanan sorunlar yüzünden tarım sektörü, IMF’ye sunulan niyet mektuplarında yer almıştır. 2000 yılı sonrası tarım politikalarının çerçevesi, 9 Aralık 1999 tarihinde imzalanan Stand By anlaşması ve bu çerçevede sunulan niyet mektubunda “Yapısal Reform” başlığı altında “Tarım Reformu” ile çizilmiştir. Bu reform, aslında 1980 yılında alınan kararların yenilenerek güçlendirilmiş biçimidir. Tamamen finansal kaygılarla oluşturulan reform programında, sosyo-ekonomik gelişme, sosyal uzlaşma, sürdürülebilir kırsal kalkınma ya da gıda güvencesi gibi ülkenin geleceğini ilgilendiren konular yer almamıştır. (2)

1999 yılında sonra IMF’ye verilen çeşitli niyet mektuplarında, tarımla ilgili birçok taahhütte bulunulmuştur. Bu taahhütler; mevcut destekleme sisteminden vazgeçilerek doğrudan gelir desteğine geçilmesi, destekleme alım fiyatlarının dünya borsa fiyatlarına göre belirlenmesi, Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin yeniden yapılandırılması, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş, ÇAYKUR ve TEKEL’in özelleştirilmesi, Tütün Kanunu ve Şeker Kanunu’nun çıkarılması, Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu tarım kredi sistemine son verilmesi olarak özetlenmiştir. (3)

Dünya Bankası: IMF’e sunulan niyet mektubunda ana hatları belirlenen program çerçevesinde, DB Yapısal Uyum kredileri ile destekleneceği hükmü doğrultusunda, DB ile 2001 yılında “Tarım Reformu Uygulama Projesi (TRUP-ARIP4)” imzalanmıştır. Bu proje ile tarım reformuna 600 milyon dolar finansman desteği sağlanmıştır. Proje ile ilgili olarak 2004 yılında yapılan orta dönem gözden geçirme çalışmaları sonucunda, projeye kırsal kalkınma bileşenleri eklenmiş ve 2008 yılına kadar uzatılmasına karar verilmiştir. (4)

(1): Müslüme NARİN ,1980’Lİ YILLARDAN SONRA TARIM POLİTİKALARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER .

(2): ): Şahinöz, Ahmet (2011), Neolitik’ten Günümüze Tarım Ekonomi ve Politikaları, Ankara.s 473.

(3): Günaydın, Gökhan (2006), “Türkiye Tarım Sektörü”, Tarım ve Mühendislik, Sayı: 76-77, 2006, ss. 12-27, www.zmo.org.tr/resimler/ekler/46e3ece1fc8b24b_ek.pdf?dergi=139, (22.11.2011).

(4):World Bank, 2011. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.