II.Saydam hükümetinin 9 Temmuz 1942 yılında görevden ayrılması ile ,aynı tarihte I.Şükrü Saraçoğlu hükümeti iş başına geldi.Prof.Dr.Şevket Raşit Hatiipoğlu’nun tarım bakanı olarak görevledirdiği hükümet 9 Mart 1943 yılına kadar ülke yönetiminde görev aldı.
Hükümet programında özetle,
“ Buğday fiyatlarında % 25’lere varan sınırlamalar yapılması,baklaiyat verimi yüksek olmasından dolayı ihracının yapılmasına,zeytinyağı ihraç mekanizmasının çalıştırımasına,şeker satıcısı devlet olduğundan fiyatların alıcı ve satıcı arasında dengeli tutumasına çaba harcanacaktır.
Toprağı köylüsüz,köylüyü de topraksız bırakmayacağız.”
İkinci dünya savaşını da içine alan 1940’lı yıllar Türk tarımı ve çiftçisi için zor yıllar olmuştur. Bu dönemde devlet vergileri artırmak ve çeşitlendirmek zorunda kalmıştır. Aşar vergisine benzer bir vergi getirilmiş ve tekrar kaldırılmıştır.
Türkiye’nin savaşa katılmamasına rağmen çok sayıda insanın asker olarak silah altına alınması, tarımda işgücünün azalmasına ve tarımsal üretimin düşmesine sebep olurken; aynı zamanda o dönemde zor ekonomik koşullarla mücadele edebilmek için çiftçilerden vergi alınması zaten zor durumda olan çiftçiyi daha da kötü koşullara sürüklemiştir. Savaş sonrası yıllar tarım sektörünün önem kazandığı, sanayileşme ve ulaştırma ile birlikte kalkınma çabalarına öncelik verildiği bir dönem olmuştur. Bu yıllarda çiftçilerin makine, gübre gibi modern girdilere olan ihtiyaçlarını uygun fiyatlarla karşılamak için 1943 yılında Türkiye Zirai Donatım Kurumu ile Teknik Tarım ve Bahçıvanlık Okulları ve Teknik Tarım Teşkilatı kurulmuştur (1).
II. Dünya Savaşı yıllarında (1939-1945) tarım sektöründe kurumsallaşma süreci devam etmiş, Zirai Kombinalar olarak tasarlanan devlet üretme çiftliklerinin kurulması, tarım teknolojilerini geliştirerek köylülerle buluşturacak olan Zirai Donanım Kurumu’nun örgütlenmesi, insan yetiştirmeye yönelik olarak yatılı köy okulları ve Köy Enstitülerinin kurulması hep bu dönemin ürünü olmuştur (2).
II. Dünya Savaşı yıllarında, savaş koşuları nedeniyle tarım ürünleri fiyatları dünya pazarlarında oldukça yüksek seyretmişti. Bu konjonktür üretimi teşvik eden bir sonuç doğurmuş, ancak uzun süren savaş yılları/Seferberlik sonucunda önemli düzeylerevaran işgücü ve hayvan kaybına neden olmuştu. Diğer yandan, ithalatın sınırlaması da, bütünüyle dışa bağımlı ekonomide(tarımda) üretimi sınırlayan diğer bir faktör olarak belirmişti. İç ve özellikle dış ticaret hadleri hızla artarken, 1942-46 arasında iş hayvanları sayısı ve ekilen toprak yüzölçümü ve ithalat gerilemeye başlamıştı(3).
Kaynaklar
(1) GTHB, , a.g.e., 23.02.2008.
(2) B. Ali EŞİYOK,KALKINMA SÜRECİNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN EKONOMİDEKİ YERİ, YAPISI VE GELİŞME DİNAMİKLERİ (1923-2004) C ı. S 19.
(3) Eşiyk,a.g.m.s 19-20.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.