Takip Et

KIRSAL KALKINMA VE TARIM POLİTİKALARI-1

Kırsal kalkınma ve milli tarım politikaları arasındaki uyum ülke ekonomisi ve tarımının sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır.

Konunun önemine binaen TZOB’un bu alandaki görüşlerini, İktisadi ve Zirai Rapor” dan alıntı ile ortaya koyalım:

Belirli bir kırsal alan içinde yaşayan insanların bir bütün olarak tarımsal, ekonomik, kültürel, politik ve sosyal alanlarda kalkınmalarına ve çevre duyarlılığına yardımcı olacak tüm unsurların harekete geçirilmesine ve bunların optimal düzeyde yer almasına dayanan kırsal kalkınma uğraşıları kırsal alandaki toplumların ekonomik, toplumsal ve kültürel olanaklarını geliştirmek, bu toplumları ulusal yaşam düzeyine kavuşturmak, onların ulusal gelişmeye bütünüyle katılımlarını sağlamak üzere, toplulukların ve devletin birleşik çabaları sonucu ortaya çıkan ilerlemeyi kapsayan politikalardır.

Tarım, kırsal alandaki en önemli ekonomik faaliyet olarak, ülkemizin gelişmesine ivme kazandıran bir sektördür. Onuncu Kalkınma Planı’nda yer aldığı üzere, kırsal kalkınma tarım sektöründe geleneksel savunmacı yaklaşımı değil ekonomik ve beşeri kaynak potansiyelini ülke kalkınması yolunda değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Kırsal kabul edilen alanlarda kalkınmanın tüm bileşenlerini içeren, dolayısıyla sadece tarımsal üretime yönelik değil; sanayi, hizmet, ticaret, turizm, eğitim, sağlık, enerji, altyapı, konut ve çevre vb. gibi temel sektörlerde de müdahaleler öngören kırsal kalkınma, özü itibarıyla bir işbirliği, koordinasyon, örgütlenme ve yetkinleştirme sürecidir.

Tarım ve kırsal kalkınma politikalarının hedef kitleleri dikkate alındığında, iki politika arasında belirgin bir ölçek farkı olduğu söylenebilir. Tarım politikalarının odak hedef kitlesi tarım ve gıda işletmeleri iken, kırsal politikaların ise kırsal hane halklarıdır. Kırsaldaki hanelerin, kentlerdeki hanelerin sahip olduğu yaşam standartlarına kavuşturulması hedefi, bir taraftan kırsal kalkınmanın çok sektörlü kapsamını ortaya koyarken diğer taraftan da kırsal kalkınmanın sonuç değil süreç odaklı olduğunu göstermektedir.

Kırsal kalkınma, kırsal kesimde ve kentlerde yaşayanlar arasında eşitliği ve yapısal uyumu gözeten bir yaklaşımla tasarlanması gerektiğinden, kamu kuruluşları tarafından yönlendirilmesi ve kamu kaynakları ile desteklenmesi zorunlu olan bir kalkınma sürecidir. Kamu kuruluşlarının bu süreçteki rolü, kırsal kesimde yaşayanların çalışma ve yaşam şartlarının asgari standartlarda sağlanmasıdır.

İki farklı düzleme karşılık gelen tarım ve kırsal kalkınma politikaları arasındaki en belirgin ilişki tarımsal destekler konusunda tanımlanmıştır. UKKS 2014-2020 belirtildiği gibi AB be diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de kırsal kalkınmaya ilişkin politika tasarımı ve uygulama deneyimi ağırlıklı olarak destekleme faaliyetlerine yöneliktir Ülkemizde kırsal ve kentsel refah farkları nedeniyle kırsal nüfusun yaşam kalitesi üzerine etkili olan kamusal hizmetlerin sunumu ve bu hizmetlere ilişkin altyapı yatırımlarında kırsal kalkınma ulusal yaklaşımımız kapsamında değerlendirilmektedir.

Türkiye’de kırsal kalkınmanın sağlanmasındaki araçların başında tarımsal destekler gelmektedir. Tarım Stratejisi belgesinde yer alan tarımsal destek türleri arasında gösterilen kırsal kalkınma destekleri, tarımsal destekleri tamamlayıcı nitelikte geliştirilen ve uygulanan desteklerdir. Tarımsal destekler kapsamında değerlendirilen kırsal kalkınma desteklerinin temel amacı; küçük ölçekli tarımsal sanayinin geliştirilmesidir. Böylece, üreticilerin tarımsal katma değerden daha fazla pay alması ve yaratılan katma değerin üretime en yakın yörede kalmasını sağlamak suretiyle kırsal kesimdeki üreticilerin gelir artışı ve istikrarı yakalaması amaçlanmıştır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.