Cumhuriyetin ilk yıllarında, Türk çiftçisinin en büyük sıkıntısı, ekip biçeceği toprağa sahip olamaması idi. Bu sorun günümüze kadar da sürmüştür.
Ekilen topraklar genellikle ortakçı ve yarıcı statü ile topraksız köylüler tarafından basit teknolojiler kullanılarak işletilmiştir. Nüfusun ihtiyaç duyduğu gıda maddeleri geri teknolojinin kullanılması, karayollarının yetersizliği ve büyük şehirlere ulaşımın maliyetli olması nedeni ile yeterince karşılanamamış ve zaman zaman bazı gıda maddeleri ithal edilmiştir. 1923'de tarım ürünleri ithalatı % 27 iken alınan bir dizi önlemlerle 1928'de %18'e düşürülmüştür.
Topraksız çiftçilere1923-1938 yılları arasında 3,7 milyon dekar arazi dağıtılmıştır. 1945 yılında çıkarılan "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu" ile de vakıf arazilerinin tümünün kamulaştırılarak çiftçiye dağıtılması çalışmaları başlamıştır. Bu dönemde topraksız köylüleri topraklandırma çalışmaları yapılmıştır. Devlet eliyle dağıtılan toprakların yanı sıra meraların da istilası söz konusu olmuş ve mera arazilerinde 39,2 milyon dekar azalma meydana gelmiştir. Bu da gelişmesi planlanan hayvancılığın önüne engel olarak çıkmıştır.
Devlete ait toprakların 1/10'u resmi olarak dağıtılmıştır. Resmi olarak dağıtılan toprakların büyük bir oranı göçmenlere verilmiştir. Toprak Kanunu'ndaki bu adaletsizliği düzeltmek için 1935 yılında çalışmalar başlamış ancak Atatürk'ün ölümü ve II. Dünya savaşı ile sonuçsuz kalmıştır.
Ekilen topraklar genellikle ortakçı ve yarıcı statü ile topraksız köylüler tarafından basit teknolojiler kullanılarak işletilmiştir. Nüfusun ihtiyaç duyduğu gıda maddeleri; geri teknolojinin kullanılması, karayollarının yetersizliği ve büyük şehirlere ulaşımın maliyetli olması nedeni ile yeterince karşılanamamış ve zaman zaman bazı gıda maddeleri ithal edilmiştir. 1923'de tarım ürünleri ithalatı % 27 iken alınan bir dizi önlemlerle 1928'de % 18'e düşürülmüştür.
Bu dönemde tarımsal istatistikî bilgi 1927 yılında yapılan Ziraat Sayımı sonuçlarından elde edilmiştir. Buna göre, toplam nüfus 13,6 milyon, kır nüfusu 10,3 milyondur. Çiftçi ailesi sayısı da 1.751.239'dur. İlkel, kapalı ve ağalık sistemine dayalı bir tarımsal sistem hakim olmuştur. Toprak mülkiyetinde dağılım adaletsiz olmuştur. Bu döneme ait kesin kayıtlar olmamakla birlikte 1938'de 35 ilde yapılan ve genelleştirilen bir anket çalışmasına göre nüfusun % 25'inin toprakların % 14'üne sahip olduğu bulunmuştur. Büyük mülklerin ancak % 5-10'u tarla olarak kullanılmıştır.
1945 yılında çıkarılan "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu" ile de vakıf arazilerinin tümünün kamulaştırılarak çiftçiye dağıtılması çalışmaları başlamıştır. Bu dönemde topraksız köylüleri topraklandırma çalışmaları yapılmıştır.(1)
(1):Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tarım (Anonim).
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.