Önceki yazılarımızda zeytin başta olmak üzere tüm tarım ürünlerine, tarım topraklarına, tarımsal sulama sularına, yer altı içme sularına, Büyük Menderes’e, hayvanlara, ormanlara, bitki örtüsüne ve insan sağlığına, jeotermal atık, tesis ve santralların nasıl zarar verdiklerini ve bu konuda üreticilerimizin yapmaları gerekenleri anlatmaya çalıştık. Jeotermal santral ve sondaj kuyularından atmosfere yayılan her gazın, dışarı ve derelere bırakılan her akışkanın zararlarını gözler önüne sermeye çabaladık. Son olarak da üreticilerin öz varlıkları olan hayvan, bitki ve ürünlerini korumak için yapmaları gerekenleri sıraladık.
Bugün ise tarımdan sorumlu olan kurum ve kuruluşların üzerlerine düşen görevler üzerinde duracağız. Üreticilerin ve tarımın doğruda iki sahibi bulunmaktadır. Bunlar, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve ona bağlı ilçe müdürlükleri ile Ziraat Odaları.
İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Aydın genelindeki tüm tarımsal faaliyetlerden sorumlu ve tarımsal faaliyetlerin denetlenmesi ile yetkilidir. Bu müdürlüğümüzün yetki alanına giren jeotermal faaliyetler ve yasal ihlaller üzerinde duralım:
1-Tarım topraklarının korunması tartışmasız bir gereklilik ve yasal kesin hükümdür. Jeotermal imtiyaz sahibi şirketlerin neredeyse tamamına yakını tarım ve tarım toprakları aleyhinde faaliyetlerde ve yasa dışı olan ve kendilerine yasalarca verilmeyen alanlarda tasarruf sahibi olduklarını ileri sürerek üretici kesimin üretimden kaynaklanan haklarını ihlal etmektedirler.
Öncelikle pek çok jeotermal alanda, ihtiyaç sahibi üreticilerin ellerindeki birkaç dekarlık tarım arazileri yüksek fiyatlarla satın alarak sondaj kuyuları açmaktadırlar. İlk zarar da burada başlamaktadır. Bu noktada İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne ilk görev düşmektedir. Tarım alanları içinde açılan sondajların ruhsatlı olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Zira 5686 sayılı yasanını idari yaptırımlarla ilgili 11 maddesinin 1 ve 2. Bentleri:
“Faaliyetlerin, projeye göre yürütülmesi zorunludur. Ruhsat sahibinin projesinde belirtilmeyen konularda veya izinsiz olarak faaliyette bulunulduğu tespit edilirse, teminatı irat kaydedilerek faaliyet durdurulur ve teminat üç katına çıkarılarak bir ay içinde tamamlattırılır. Aynı fiilin tekrarı halinde teminat irat kaydedilerek ruhsat iptal edilir.
Ruhsat sahibince, kaynak koruma alanı etüdü yapılmadan işletmeye geçilmesi veya koruma alanı etüdünde öngörülen tedbirlere uyulmamasının tespiti halinde faaliyetler durdurularak teminat irat kaydedilir. Altı ay içerisinde gerekli tedbirlerin alınması ve teminatın tamamlattırılması istenir. Altı ay sonunda teminat verilmez ve tedbirler alınmaz ise faaliyetler durdurulur.”
Hükümlerini içermektedir. Ki arama ve sondaj çalışmaları sırasında oluşacak zararların tespiti de bu müdürlüğümüze aittir.
2-Sondaj çalışmaları sırasında meydana gelecek toz, kırmızı örümcek zararına yol açtığı gibi döllenme konusunda da olumsuz etki yaratmaktadır ki stabilize yolların nakil araçları etkisiyle toz üretmesi ya engelleyici tedbirler aldırılmalı ve ya tedbirler alınmıyorsa sondaj çalışmaları tarımın durağan olduğu mevsimde yapılmalıdır.
3-Sondaj kuyuları açma esnasında çok fazla miktarda polimer özellikli kimyasallar kullanılmaktadır ki bu kimyasalların sulama sularına, yer altına ve tarım topraklarına karışmasının önüne geçilmelidir. Sondaj kuyuları yanında bulunan havuzların mebranlarının sızdırmazlığı sıkım bir şekilde denetlenmelidir.
4-Sondaj kuyularından salınan buhar ve akışkanların mevcut tarım ürünlerine zararları zamanında tespit edilmeli; zarar ziyan tespitlerinde o ürünün yeniden verime oturacağı süre içindeki maliyeti hesaplanmalıdır.
5-Jeotermal faaliyetlerin meyve ve sebzelere verdikleri zararlar ,ağır metal ve kimyasal birikimleri İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nce laboratuvar ortamlarında tespit edilerek gereken müeyyideler uygulanmalıdır.
6-Kamu yararı ve ÇED raporları konusunda İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün görüşleri net ve tarımdan yana olmalıdır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.