Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB),her ay başında olduğu gibi üretici-tüketici fiyatlarının Ekim ayı rakamlarını ve kıyaslamasını bir basın toplantısı ile açıkladı.
Elmada fiyat düşüklüğünün sebebi talebin azalması, yeşil fasulyede ise ürünün hasat sezonunun sona ermesidir. Havuçta yeni başlayan hasatla beraber piyasada kısa sürede oluşan arz fazlası ürün fiyatlarında kısa süreli gerilemeye neden olmuştur.
Pirinçte 2021 yılı üretim artışı ve 2021 yılında Çin’den ucuz fiyatla yapılan ithalat piyasada ürün fazlalığına neden olmuştur. Ayrıca, Marmara Bölgesinde aşırı sıcaklıklar nedeniyle yaşanan hastalık çeltikte randıman geçen yıla göre düşük gerçekleşmiştir. Bu nedenlerle bu yıl üreticide çeltik fiyatları geçen yılın da gerisine düşmüştür.
Kırmızı mercimekte fiyat düşüşü sezon ortalamasının alınmaya başlanmasından kaynaklanıyor. Kuru fasulye de ise TMO ve TKK’nın alımının azalmasından kaynaklı fiyat düşüşleri yaşanıyor. Piyasadaki spekülasyonlar nedeniyle de fındık fiyatında da düşüş yaşanmıştır.
Fiyatı artan ürünlere baktığımızda domates, sivri biber ve kabakta tarla ürünlerinin sona ermesi ile arzın örtü altından sağlanması etkili olmuştur. Yeşil mercimek ve nohutta ise tohumluk satışları başladığı için fiyat yükselmiştir.
Artışın en fazla olduğu kuru kayısıda rekoltenin düşük olmasının yanı sıra ihracatta yaşanan artış fiyatın yükselmesine neden olmuştur. Antep fıstığında ise periyodisiteye bağlı olarak rekolte düşüklüğü fiyatın yükselmesine neden olmuştur. Zeytinyağında yeni ürünün piyasaya girmeye başlaması ve yaşanan kuraklık fiyatları etkilemiştir.
Dana eti ve kuzu etinde arz talep dengesindeki değişim ve yem maliyetlerindeki artış etkili olmuştur. Yumurtada ise yem maliyetlerindeki artış üretimdeki azalış etkili olmuştur.”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada gıda enflasyonuyla mücadelede perakende fiyatların düşürülmesine yönelik önerilerini de açıkladı.
Bayraktar, “Tüketicinin tükettiği her ürünün üretiminde olduğu gibi fiyatlamasının da izlediği bir seyir vardır. Bu nedenle zincirdeki her bir halkayı detaylı analiz etmek zorundayız. Böylece ürün fiyatlarında yaşanan ve bir türlü önlenemeyen pahalılığın gerçek faillerini kolayca tespit edebiliriz. Ancak, sorunların öyle sanıldığı gibi kısa zamanda çözülmesi mümkün değildir. İstikrarlı politika ve uygulamalarla, sabırla çözmek için gayret göstermeliyiz” dedi.
Girdiği marketten fiyatlarını sorgulamayarak meyve sebzesini günlük hayatta kullandıkları diğer ürün çeşitlerini de satın almaktadır. Hâlbuki semt pazarlarından meyve sebzesini daha uygun fiyattan temin edebilir. Kaldı ki pazarlarda daha fazla ürün görme ve seçme imkânı vardır.
Günlük hayatta çok fazla kullandıkları ürün çeşitlerini uygun fiyattan farklı marketlerde bulabilir. Bir markanın aynı ürünleri değişik satış yerlerinde farklı fiyatlarla satılabiliyor. İnternet ortamında dahi bu bilgilere ulaşmak mümkündür. Tüketici ürün fiyatlarına yön verme ve müdahale etme gücünü kullanmalı, alışverişini bölüp, fahiş fiyattan ürün satan marketlerde alışveriş yapmayarak cezalandırmalıdır.
Tüketicilerimiz fiyatlarından şikâyet ettikleri marketlerde ayak alışkanlığını bahane ederek ısrarcı olmamalıdır. Normal fiyatların bile tüketiciyi zorladığını düşündüğümüzde fahiş fiyatlara tüketicinin dayanma gücü yoktur.”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.