Bu tür şirketlerin en ünlülerinden olan ve İzmir’in en önemli Levantenlerinden Giraud ve Withall ailelerinin denetlediği “The Smyrna Fig Packers Ltd”şirketi Batı Anadolu’da incir üretim, işleme ve pazarlamasında hemen hemen tek söz sahibiydi (138).
1895 yılına ait Fransız ticaret göstergelerinde, İzmir Kemeraltı’da bulunan Vezirhan Bedesteninde Albert Aliotti, Abdurrahman Hanı’nda Kevork Halepliyan,Yemiş Çarşısı’nda Ernest Magnifico,Halim Ağa Çarşısı’nda Nicol Axarli gibi tüccarların adı geçmektedir(139).
İzmir’de çok sayıda bulunan incir depolarının sahipleri Yahudi ve Rumlar idi. Gerçekte ise Nazilli ve Aydın’da yerleşik Rum ve Yahudilerin ve az sayıdaki Ermeni tüccarın incir ticaretinin kaynağında yer aldıkları gerçeği de mevcuttu. Nazilli ve Aydın’daki Rum ve Yahudi tüccarlar incir üreticisinden dökme olarak aldıkları incirleri, İzmir’deki depolara aktarmak ve ilk kârı kazanma konumundaydılar. Trenle taşıma başlayıncaya kadar İzmir’e yol alacak deve kervanlarının düzenlenmesi işini de bu taşra tüccarları üstlenmekteydi.
Anılan süreçte (XIX. Yüzyılın ikinci yarısı),İngiliz, Fransız, Alman tüccarlar arasındaki yarışta, Rum ve Ermeni azınlıklar da yer almıştır. Önceleri, İngiliz, Fransız vs. tüccarların işlerinin yürüten, bir anlamda aracılık yapan bu gruplar, zamanla palazlanarak, hem anılan tüccarlar adına, hem de kendi hesaplarına ticaret yapmaya yöneldiler. İşbirlikçi ticaret burjuvazisi olarak nitelendirilebilecek bu grup, bölgeyi yakından tanımalarından yörenin gelenek ve göreneklerini ve dilini bilmelerinden yararlanarak söz konusu dönemde gelişti ve güçlendi.1893’e gelindiğinde; Aydın’da hem kendi hem de İngilizler hesabına iş gören 34 Rum ve Ermeni tüccar vardı. Bu tür aracı ve işbirlikçi tüccarların sayıları İzmir’de 97,Tire’de 12,Nazilli’de 9,Ödemiş’ta 5 idi.
Bunların en tanınmışları ise;
Aydın’da Esfençoğulları ile Aleko Yorgiyadis; Sabuncu Levi ,Andonaki, Hristo, Miltiyadi, Bohor;
Nazilli’de Dino Apostolido, Andrea Maloğlu, Mihael Borinno, Yusuf İsrail, Salamon, Abuvaf, , Corci (Yorgo)Mavrapulo, Papadopulo Efendi, Abbas;
Köşk’te Kabay (140).
Ortakçı’da Pellis,Andon,Sabuncuoğlu,Vasil.
Bunların yanında, Aydın ve Nazilli çevresinde Yorgo Cacaupulos,Cahidjioğlu,Ianopulos,Psamas gibi tüccarların isimleri geçmektedir(141).
Önceden deve kervanlarıyla 1880’li yıllardan sonra trenle İzmir’e taşınan ihracat amaçlı kuru incirin yurt dışına çıkmadan önce, ihracata hazır hale getirilmesi için bir dizi işlemden geçmesi gerekiyordu. Bu işlemi gerçekleştiren organizasyon ise yukarıda adları belirtilen Levanten şirketleridir.
Bu safhada devreye mevsimlik işçilerin el emekleri girer. Mevsimlik işçilerin büyük bir çoğunluğu da İzmirli Müslüman kadınlardan oluşmaktadır. Kadınların tercih edilişindeki neden ise incirleri kutulama işleminde becerili olmalarıydı.
Batılı gezginler İzmir’deki inciri kutulama işlemini gözlemlerine dayanarak aktarmaktadırlar:
“ Üst katmanın ise kurtlanmayı engellediği ve incirlerin iyi halde korunmasını sağladığını inandıkları defne yaprakları ile kaplanır. Kutular dolduklarında ise, kaldırılıp kutucuk adı verilen, önceden kapaklarını hazırlayıp hemen çivi ile kapatan kişiye götürülür. Ve bu kişi incirleri özelliklerine göre, ticaret dilinde iskelet adı verilen büyük kasalara yerleştirirler. İncir sezonunun işlenmesi iki-üç ay kadar sürer. Ve bu her sene ortalama 100 bin Türk Lirası yani 2 milyon 300 bin Frank getiri sağlayarak fakir ailelerin geçimini sağlar. Erkeklerin günlük yevmiyesi 12 ile 40 Piaste, kadınlar için 12 piaste, çocuklar için 6 piastedir.(1 mecidiye 33 piastedir.) (142).
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.