Geride bıraktığımız 2 yıl bizi çok yordu. Çok uğraştırdı.
Seller, depremler, pandemi, varyantlar, depresyon, hastalık hastalığına tutulmak, bir yandan salgın hastalıklar, bir yandan ekonomik sıkıntılar, bir yandan Türkiye'ye kurulan kumpaslar, bir yandan ihanet çeteleri, gerisini saymaya gerek yok. Hırçın siyaset, zaten tek başına yetiyor.
Havalar soğuk mu soğuk… Kar yağıyor, bir yerlere…
Birileri ekmeğini eve götürebilmenin peşinde…
Birileri evde oturarak para kazanıyor olabilir, birikimlerini harcayabilir ama birileri ise evde kalarak para kazanamıyor ve faturaları ödenmiyor… Behçet Necatigil' in ‘Gündelik korkuların çökertti evlerde’ deyişi gibi yaşayanlar var.
Virüs yüzünden her gün yaklaşık 200 kişi hayatını kaybediyor… Her eve hüzün çöküyor kış günlerinde…
Yüz yüze eğitim yapmayan özel okullar dahi yıllık ücretlerinden bir kuruş dahi aşağı fiyat indirmiyor.
Krizleri fırsata çevirenler raflarda duran ürünlerin etiketlerindeki rakamları her gün değiştiriyor. Daha geçenlerde Ticaret Bakanlığı fahiş fiyat artışı yaptıkları gerekçesiyle 375 firmaya 12 milyon lira ceza verdi.
Anlıyoruz ki birileri de hala kazanmanın derdinde…
‘ Bin yıllık inatlarla karşıma çıkıyorsun’ diyen şair Yavuz Bülent Bakiler' in dediği gibi birileri yaşanan bu kadar acıya rağmen lüks yaşantılarının resimlerini inadına paylaşmaya devam ediyor.
Bir yanda virüs, diğer yanda yasaklar… Ve çifte standart uygulamalar. Beş on tane kış oteli para kazanacak diye yapılan yanlışların faturasını yine toplumun ödeyeceği unutuluyor.
Hasta sayısı alınan tedbirlerle düşmüş iken yeniden büyük bir artışa neden olabilecek mesafesiz, maskesiz kış tatili sağlık sektörüne zor günler yaşatabilir…
Bir yanda evde kalarak yaşamaya çalışan büyük bir halk kitlesi… Diğer yanda kış yolculuklarına çıkıp Uludağ, Palandöken, Kartalkaya, Kartepe, Erciyes gibi kayak merkezlerindeki otellerde mesafesiz, maskesiz tatil…
Bilim insanlarının virüs aşılı olsanız da bulaşabilir uyarıları inandırıcılığını yitirebilir. Kış yolculukları ile dağlara tatile giden kalabalıkların keyfine ve inadına birilerinin karşı çıkması normal. Kent yoksulları içinde yaşayanların sayısını bilmiyoruz. Bildiğimiz bir arada yaşamayı zorlaştırıyoruz. En güzel şarkıyı soğuk bir rüzgar söylüyor. Lakin durup dinlemek ve anlamak şartıyla…
Hava soğuk mu soğuk… Sosyal uyumu tehdit eden çifte standart uygulamaları ile halkı terörize etmeye gerek yok. Karantina yasakları birilerinin keyfine göre uygulanmaya başlanırsa bugüne kadar alınan tüm tedbirler anlamsızlaşır.
Kışın kayak tatili için dağ otelleri ve restoranlarına gidenlere serbest. Yazın deniz tatili için plaj otelleri ne gitmek de serbest.
Lakin, şehir ekonomilerini ayakta tutan lokantalar, restoranlar, kafeler ilk etapta kapanma için akla geliyor. Çifte standart uygulamalarına toplumun büyük kesimi tepki gösteriyor. Özellikle, evinde oturan ve gittikçe hayatı zorlaşan insanlar…
Büyük kalabalıkların kollektif tecride tutulması diğerlerinin ise hiçbir şey yokmuş gibi davranarak yaşaması dengeleri alabora ediyor.
Sosyal medya adreslerinde sayısız örneklerine şahit oluyoruz.
İngiltere, İtalya, Hollanda, Fransa gibi ülkeler de yeni yeni tedbirler alınıyor, kısmen kapanıyorlar. Aynı durumun ülkemizde olmasını bu yüzden kimse istemiyor.
Kısacası, evde kalarak zor günler yaşandığının farkındayız. Lakin, yasaların sınırlayıcı önlemlerine her sektörün, her vatandaşın uyması gerekiyor. Gün ayrıcalıklar peşinde koşma günü değil… Aksi halde sağlık sektöründe çalışan binlerce doktor, hemşirenin emekleri boşa gider…
Virüsün her yerde olduğu gerçeğini unutmayalım! Bütün bu olumsuzluklara karşın ben yeni yıldan umutluyum. Sizlerde umutlarınızı tazeleyin, bakınız şair Fazıl Hüsnü Dağlarca Kızılırmak kıyılarında şiirinde ne diyor;
‘Kardaş görmüyorum ama hala duyabiliyorum
Geçmiş zamanlar gelecek zamanlardan parlak değil
Vakte şahadet edercesine yükselmiş
Akşam parıltısından, bütün zaferler üzerine
Dağlar dalgalanmakta, bayrak değil’
Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları, iyi yıllar diliyorum
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.