Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülleri geçtiğimiz Salı günü Çankaya Köşkünde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Törende müzik dalında büyük ödül protest müziğin güçlü sesi ve 14 yıl önce Fransa’da sürgünde hayatını kaybeden Ahmet Kaya’ya verildi.Ödülü Ahmet Kaya adına alan eşi Gülten Kaya yaptığı konuşmada: “ Ahmet Kaya bu ülkenin itirazlarını cesurca dillendiren bir sanat adamıydı.Bu ödülü onun gibi bu topraklarda incitilmiş tüm kadim kültürlere eşim şahsında bir selam olarak algılayıp Aleykümselam demeye geldim.Hayallerimizi ve dünyayı değiştirme inancımızı sokaklardaki ve parklardaki çocuklarımız kadar taze ve temiz tutarak” dedi.
Benim Ahmet Kaya ismini ilk duymam 30 yıl öncesine dayanıyor. O zamanlar kaset ticareti yapan değerli kardeşim ve arkadaşım Ahmet Ağababaoğlu “ yeni bir kaset ve yeni bir sanatçı dinle bakalım beğenecek misin? “ demişti.
Ağlama bebeğim kasedini defalarca dinledim ve kendimden geçtim. Ertesi gün 20 kaset alarak tüm arkadaşlarıma dağıttım. Daha sonraları Acılara tutunmak, Şafak türküsü,Yorgun Demokrat, Saza niye gelmedin ve daha niceleri…Ahmet Kaya 70’li yıllarda çok sevdiğim Ruhi Su’nun değişik bir versiyonu idi. Ahmet Kaya bugün hemen her kesimin sahiplendiği bir sanatçı oldu.Kaya’ya ve ailesine yaşattırılan acı dolu yıllar magazin gazetecilerinin gecesinde “ yakında Kürtçe bir şarkı yapacağım” demesiydi.
Hürriyet Gazetesinin “olmadı iki gözüm” , “Vay şerefsiz” başlıklı iki manşeti onun Türkiye’yi terk etmesine neden oldu.O da zaten Ben yandım, siz yanmayın isimli eserini söylerken arkadaşlarına şöyle sesleniyor: “ Benimle aynı işi yaparak ekmeklerini kazanan arkadaşlarımdan beklediğim bana yapılanlara bir sitem etmeleriydi.Onu da bana çok gördüler, bu da benim onlara sitemimdir.”diyordu. Bugün onu göklere çıkaranlar o günlerde üç maymunu oynayarak onun sürgüne gitmesine adeta davetiye çıkardılar.Onların izinden gelen günümüz gazetecileri de bu konforlu yolculuğu maalesef tekrarlıyorlar.Uludereyi olabildiğince görmeyerek, Hrant Dink cinayetini, ilişkili olanların terfilerini hiç dillendirmeden yazarak bazı olayları hiç görmeyerek, bazı olayları abartarak görevlerini yaptıklarını sanıyorlar.
Yıllardır ülke gündeminde onca ağır hak ihlali ve zulüm varken toplumsal konulara hiç değinmeden yaşam tarzı ve magazinsel konularla ilgili köşe yazanların bu gün siyasi ve toplumsal konuların büyük ilgi görmesi üzerine, kendileriyle ilgili hiç öz eleştiri yapmadan bu konulara girmelerini ibretle izliyorum.
Bir devlet düşünebiliyor musunuz milyonluk ordusuyla övünüyor ve fakat kendi öz değerlerini acımadan öldürüyor yok ediyor.Bu devlet 17 yaşında bir çocuğu Erdal Eren’i acımadan asabilmiştir.
Sabahattin Ali’ler, Nazım Hikmet’ler, Nacip Fazıl’lar hapishane köşelerinde çürütülmüşlerdir.Saymakla bitmez.Ahmet Kaya iyi bir sanatçımıydı? Onu ben bilemem ama dar kafalı düzenin suyunda giden,küçük çıkarlar uğruna kitleleri peşine takmak isteyen insanlara sanatçı denmeyeceğini öğrenecek kadar yaşlandım herhalde.
Ahmet Kaya’nın zor günlerinde ona destek vermeyenlerin ölümünün ardından ve son günlerde Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan adını andıktan sonra ona yazılarında methiyeler düzmeleri ne kadar sanal ve trajikomiktir.Bu günlerde hele Cumhurbaşkanlığı büyük ödülünü müzik dalında alacağı belli olunca hemen istisnasız her gazetede duygusal yazılar düşünenlere de Ahmet Kaya herhalde mezarından gülümsüyordur. Sözün özü Ahmet Kaya etnik Türk milliyetçiliği ile etnik kürt milliyetçiliği arasına sıkıştırılarak ezilmiştir.
Bu ülkede hep birlikte yaşama kültürünü bilemememizin kurbanı olmuştur.
Onun şarkılarının sözlerinden oluşan başlıklar, duygusal tanıklıklar ve hatıralar eşliğinde.Bunlara nasıl yaklaşacağımızı ise Ahmet Kaya ölümünden önceki son röportajında şöyle dile getiriyor. ”Benim ile lokma yiyip içenler
Gölgemin altında konup geçenler
Sizi dar günümde kaçanlar
Ben kendi halime yanar,ağlarım
Ben yandım siz yanmayın der ağlarım
Ruhu şad olsun, toprağına yıldızlar dolsun.
Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.