Takip Et
  • 23 Eylül 2016, Cuma

Biraz Sevinç, Biraz Hüzün = Eylül

Geçtiğimiz 20 Eylül Salı günü benim doğum günüm, çok sevdiğimiz şair ve ozan Ruhi Su’nun ölüm yıl dönümüydü. Hem sevinci hem de hüznü bir arada yaşadım. Eylül yazın vedası, sonbaharın selamı, sade, sakin, telaşsız. Şiir gibi hüzünlü biraz. Ama en çok da şifalı. Çünkü bu ay iyileşme, iyi olma hali. Her sene Eylül ayında olduğu gibi bu Eylül ayında da yağmur ile uyandık. Çoğu insan Eylül ayının abartıldığını düşünür ama pencerenizden bir bakın insanların koşuşturmalarına. Eylül’den belki haberleri yok ama Eylül koşuşturmaları başlamış bile. Eylül’ü seviyorum bana kendimi hatırlatıyor ve telaşlarımı. Okullar açılıyor, tatil bitiyor, hayat koşuşturması başlıyor. Yağmurun sayesinde betonların arasından burnumuza sızan toprak kokusuna denk bir ay yoktur herhalde. Nedense Eylül ayında her şey daha bir anlamlı olur. Bu ayın geceleri de uzun olur. Bu ayda yapılacak en ama en güzel şey önce çay içmeyi öğreneceksin. Çay dediğin şekersiz demli içilir. Çaya 3-5 şeker atan kişiler var ise çayı bırakın bir bardak suya atın 3-5 şeker onu için. Demleyin bir demlik çay, oturun sokağı gören pencerenin başına ohh miss.... bazen bir köşede öylece düşüp insanların hal ve hareketlerini izlemek lazım hele Eylül ayında. Bu ay şiir ayı, müzik ayı. “Her ay bir başlangıç; seç bir Eylül ve başla!”

Eskiden Eylül ayında okul hazırlıkları başlardı. Her Pazar mecburi olarak yaptığımız banyolar, tertemiz defterler, kitaplar ve onları kaplama mücadelemiz. Kalemlerimiz, silgilerimiz, önlüklerimiz; ilk ders zili, ilk tanışmalar, aylardır görmediğimiz arkadaşlarımıza kavuşmalar, tatilde yaptıklarımızı anlatmalar, sarılmalar, ayrılıklar, kavuşmalar....

Eylül barışı sever. Ölen çocukları, korkudan ağlamayan, kıyıya vurmuş çocukları değil. Sonbaharın döktüğü yapraklar arasında koşan çocukları sever.

Eylül bereketi ile gelir sen yeter ki sevmesini bil. Eylül deyince bir düşün hiç Eylül kötü olur mu? 21 Eylül tüm dünyada barış günü olarak kutlanıyor. Senin hala Eylül ayı ile ilgili şüphelerin mi var? 23 Eylül’den sonra geceler uzamaya başlıyor. Baksana Eylül hep senin için çalışıyor. Peki sen Eylül için ne yapıyorsun? Eylül için bir ağaç dikebilir, Eylül için kendini sevebilirsin. Bir an olsun düşünmeyi bırakıp anın tadını çıkabilirsin. Eylül tüm çürümüş yapraklarını döker sen kendini Eylül’e bırak yeter ki. Yağmur yağdığında ıslanmaktan korkma tam tersine yağmurun altında sokağın ortasında yürü. Bırak insanlar sana hayran kalsın. (Böyle bir şey yaşamadan ölmek istemem doğrusu.)

Eylül demek kelime anlamı ile başka şeyler ifade ediyor ama sizin için ne ifade ettiği çok, çok daha önemli. Eylül’ü sevelim zaten zar zor yetişebiliyoruz. Madem yetiştik o zaman keyfini de çıkartalım değil mi? Hadi şimdi demli bir çay alıp hem yağmuru, hem sokakları, insanları izleme zamanı. Keyifli bir Eylül olması dileğiyle. Hoş geldin Eylül, nede güzel olur Eylül’de katran karası gibi demlenmiş iki bardak çay ile içmek seni... şiirle noktalayalım yazımızı.

 

AYLARDAN EYLÜL

 

Aylardan Eylül

günlerden sen

umut yağıyordu gönlümün

en bakir tepelerine

bekleniyordun

vuslatın en güzeliydin belli ki

geçmek bilmiyordu zaman

zaman sabır duvarımda tembel at

en uzun gecemi yaşıyordum

 

Tan yeri ağarırken

ağrıların en güzeli oluyordun

ne bir gün geç

ne bir gün erken

tam vaktinde gelecektin belli ki

alaca kanat takıyordum yüreğime

kan ter içinde dualar ediyordum

Meryem’ in dalıydı sanki tutunduğum

tutundukça sana yaklaşıyordum

güneşin doğuşunu bekler gibi

inim inim

tattığım bir hazdı annelik

annelik

bu hazda kaybolmaktı

 

Aylardan eylül

günlerden sen

beyazlar içinde pür neşe

şarkı söylüyordu birkaç melek

dört döşek ötede bir kadın

feryatlar atıyordu ardı kesilmez

bense bu seslerin garip ahengiyle

kalbimi dinliyordum

en ulvi ritmini vuruyordu

rahatlıyordum

sonra bir fırtına esiyordu ruhumda

ya kaybedersem koklayamadan

bir yudum sütüm

değmeden dudaklarına

kadife tenine dokunmadan ellerim

ellerim ana olamadan

ellerim ana olamadan daha

 

 

Sırası değildi bu gelgitlerin

anladım ki seninle doğuyordum

sevincimdi acemi ellerimde ağlayan

gözlerinde gözlerimi görüyordum

pembe patikler giydiriyordum

üşüyen düşlerime

düşlerime gülüşler seriyordum

 

Aylardan eylül

günlerden sen

güller döşüyordum

gönlümün kehribar yollarına

düşlerime gülüşler seriyordum

(Ayşe Ceyhan)

 

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.