Nasıl ki Arap kelimesinin tersten okunuşu “para” ise, Arapların da dini-imanı paradır!.Zamanında İngiliz’lerden aldıkları paralar için Osmanlı’yı sırtından hançerlediler. Şimdide petrol gelirlerine güvenerek her şeyi yapabileceklerini zannediyorlar.
Tüm Dünya da ve Türkiye ‘de büyük yankılar uyandıran Suudi Konsolosluğu’ndaki hunharca işlenen vahşi cinayetten bahsediyorum. Zannettiler ki milyar dolarları sayesinde, hem Türkiye’dekilerin hem de dünyanın aklını çelebilecekler.Yani Tüm Dünyanın aklıyla alay edebileceklerini hayal ettiler.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Başkonsolosluktaki randevusunun olduğu gün Suudi Arabistan ‘dan 15 kişilik özel bir ekip gönderenler, bununla yetinmemiş, Kaşıkçı’nın dublörünüde hazırlamışlar. Cemal Kaşıkçı saat 13:14 te Başkonsolosluğun kapısından girerken ,Suudi Arabistan’dan gelen ekip, saat 12:25 te içeride yerini almış. Anlaşılan sadece infaz ekibi girmemiş içeriye, Kaşıkçı gelmeden önce dublörü de hazır edilmiş. Önce Kaşıkçı’nın Konsolosluktan dışarı çıktığını iddia eden yetkililer daha sonraları Kaşıkçı’nın içeride meydana gelen arbede de öldüğüne inanmamızı istiyorlar. Oysa hergün yeni bir delil ortaya çıkıyor ve her çıkan delil bu cinayetin planlanarak işlendiğini gösteriyor. Kaşıkçı Başkonsoloslukta parçalara ayrılıp halıya sarılarak dışarıya çıkarılıyor. Ama sadece Kaşıkçı’nın cesedi çıkarılmıyor, dublörüde dışarı çıkarılıyor. Amaç, Cemal Kaşıkçı, Başkonsolosluğun arka kapısından çıktıktan sonra “Türkiye ‘de ortadan kaldırıldı” yalanına başvurmak.Yavuz hırsız misali.
Dublörün Kaşıkçı’ya benzemesi için her şey düşünülmüş. Hatta Kaşıkçı’nın gözlüğünü takıp, bir de yüzüne takma sakal kondurmuş. Biraz kilosu olması nedeniyle gömleği dar duruyor. Boyunun uzun olması nedeniyle pantolonu kısa kalıyor. Ama her şeyi hazırlayanlar bir şeyi unutuyor. Kaşıkçı’nın dublörü ,ayağındaki spor ayakkabıdan tespit ediliyor.Çünkü kaşıkçı İskarpin türü bir ayakkabı ile binaya girerken dublörünün ayağındaki spor ayakkabı sırıtıyor.Suudi Arabistan’ın engellemelerine rağmen Türk Polisi bu vahşi cinayeti aydınlatmak üzere çalışıyor.
Şimdi ABD, İsrail ve Suudi Arabistan; Veliaht Prens Muhammed bin Selman‘ı, “nasıl kurtarırız?” derdindeler. Kaşıkçı cinayetini ört bas edemeyen Suudi yönetimi, bu kez işi sulandırmanın ve Veliaht Prensi bu işten kurtarmanın telaşı içinde. Siyasi bir bedel ödemeye yanaşmıyorlar. Bu durumda Kral ya oğlunu bir biçimde görevden alacak, ya da üst düzey sorumluları cezalandırarak olayı örtbas etmeye gayret edecek…
Tam 16 yıldır Arapları bize,yani Türk Milleti’ne şirin göstermek uğruna, çeşitli şaklabanlıklar yapılıyor.Afyon’da bir günde 25 şehit birden veriyoruz. Kınalı kuzularımız bir hiç uğruna genç yaşlarında Şehit oluyorlar.Devrin Valisi , devrin Genel Kurmay Başkanı’na ,Afyon Sucuğu ikram ediyor ve biz bir yas ilan edemiyoruz 25 kınalı kuzumuz için!Ama Suudi Kralı ölüyor, üç gün yas ilan ediliyor tüm Türkiye ‘de…
Bilmiyorum, değerli yazar Zülfü Livaneli’nin “Huzursuzluk” romanını okudunuz mu? Orada Livaneli şöyle yazıyor. -“Harese nedir bilirmisin? Develerin çölde çok sevdiği bir diken var.Deve dikeni yedikçe ağzı kanar.Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca, bu devenin daha çok hoşuna gider.Kanadıkça yer,bir türlü kendi kanına doyamaz…Ortadoğu’nun adeti budur. Tarih boyunca birbirlerini öldürürler ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz.Kendi kanının tadından sarhoş olur.”
Cumhurbaşkanı Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın’ın “Cumhuriyet, Arap düşmanlığı üretti” sözleri, bana Yaşar Nuri Öztürk hocamızın vefatından kısa süre önce yaptığı açıklamaları hatırlattı: “Allah Yahudi’leri Peygamber katlettikleri için lanetlemiştir. Lanetin gerekçesi budur. Bizimkiler (Araplar),Peygamber katletmediler ama Peygamberin evladını katlettiler. Ehli Beyt i katlettiler. Bu yüzden ben Yahudilere “cinayet kavmi” ,Ehli Beyt e bunu yapanlara, yani Araplara da “hıyanet kavmi” diyorum. Çünkü Peygambere hıyanet ettiler!Peygamberin en büyük emaneti Kur’an dan sonraki Ehl i Beyt i idi ve ona ihanet ettiler.Ve şimdi Allah cinayet kavmi ile hıyanet kavmini yani Yahudilerle Arapları birbirine boğduruyor.Bu iş kıyamete kadar sürer. Allah “Adil” dir ve buna hiç şüphemiz yoktur.İslam dünyası ,Yahudi Siyasetlerinin oyunları ile bir saat bile huzur bulamadan kıvranıyor.Yemen’ den Irak’a Suudi Arabistan’dan İran ‘a kadar.Allah cezayı öteki dünyada verecek diye bir şey yok! Bu dünyada da veriyor. Onun için bizim bu işlere karışmamamız lazım. Bu tarihin verdiği bir hükümdür.
Cinayet Kavmi ile Hıyanet Kavmi birbirine girmiş ,”Bize ne oluyor da biz bu işe karışıyoruz? Hangi tarafı tutacaksınız? Peygamberi katledenler mi, yoksa Peygamber evladını ,Ehli Beyt i katledenleri mi?
Yesinler birbirlerini! Adam zalim ,adam pis, iğrenç , canavar, ama güya -Allah’ın yeryüzündeki gölgesi-… Yezid e, Hz.Hüseyin gibi biri karşı çıkıyor.Ve sen ona “Allah’ın Halifesi ne nasıl karşı çıkarsın “ deyip kafasını kesiyorlar. Böyle bir cinayete Allah rahmetle bakar mı? O gün den bu yana İslam Dünyası’nın iki yakası bir araya gelmiyor” Arap deyince veya denince tersten okuyun ve bir daha düşünün… Hepinize iyi hafta sonları Sevgili Denge Okurları…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.