Çocukluğumun 9 yılı doğduğum Balıkesir’de geçti. Çocukken bulduğumuz bir bezi top haline getirir, kendi aramızda futbol oynardık. Bir de topu olanlar vardı, ellerinde topla gelir takımı kendileri kurar, karşılaşma sırasında kendine ufak bir faul yapılınca topunu kaptığı gibi 'ben artık oynamıyorum' der ve çeker giderdi. Arkasından bakar kalırdık, bizim ise hiç topumuz olmamıştı.
Şimdi beni o zengin çocuklarına benzetmeyin, ama bende artık oynamamaya karar verdim. Maddi olanaklarım kısıtlı olmasa evimin karşısında her gün gördüğüm Yunan Adası Samosa yerleşmeyi düşünüyorum.
Biz Türkler seçim yapmasını, oy kullanmasını, oy saymasını, sandık güvenliği nasıl sağlanır bunların hiçbirini bilmiyoruz. Hal böyle olunca neticelere katlanmasını da bilmiyoruz.
Buna karşın kahvehanelerde, meyhanelerde vatanı kurtarmayı, oyları analiz etmeyi, yorumlarda bulunmayı çok seviyoruz. Sanki herkes siyaset bilimcisi, sosyolog ve bir bilen.
Bu seçimlerde canımı en çok sıkan da CHP'nin müzmin başarısızlığı. CHP bütün kampanyasını, 'bunlar hırsız, bunlara oy vermeyin' sloganıyla yürüttü. Tamam da seçmen sizi niye seçsin dediğimizde cevabı yoktu. Kendileri bir araya gelemediler ki seçmeni bir araya getirsinler.
Bakın seçimlerden önce Gezi'de binlerce genç ayaklanıyor. Ölenler,yaralananlar oluyor.
Twitter, youtube kapatılıyor, milyonlarca insan ayaklanıyor.
Fenerbahçe taraftarı 20 milyon kişi ayaklanıyor. Anıtkabir'e gidiyorlar, Bağdat Caddesi'nde protesto yürüyüşü yapıyorlar. Maçlarda iktidarın aleyhine sloganlar atıyorlar.
Beşiktaş'ın çarşısı malum, Galatasaray sahasında Erdoğan maç izleyemiyor.
Cemaat ve hizmet hareketi AK Parti ile ölümüne kavgaya giriyor. En ağır yazılar, yorumlar, iktidar karşıtı programlar. Bütün bunları bir potada birleştirecek bir akla ihtiyaç var. CHP bunu yapabilirdi, yapabildi mi? Hayır, zira kendi içlerinde birleşemediler ki, kendi dışlarındaki muhalefeti organize etsinler.
Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’un Avrupa yakasında Mustafa Sarıgül’ün adaylığını açıklarken, Yardımcısı Gürsel Tekin Anadolu yakasında kendi adaylığını açıklıyordu. İzmir'de Aziz Kocaoğlu kendi kapris ve dayatmaları neticesinde güle oynaya alacağı seçimi zora soktu ve Selçuk gibi büyük 8 ilçeyi kaybetti.
Aydın’da Özlem Çerçioğlu tüm ilçe adayları için kendine koşulsuz biat edecek adayları Genel Merkez'e dayatmış ve kabul ettirmiştir. Neticede 4 ilçe kaybedilmiş ve Didim gibi ilçe az bir farkla elde kalabilmiştir.
Kemal Kılıçdaroğlu’na bu parti büyük gelmiştir. 2010 referandumunda tüm Türkiye’yi hayır oyu vermeleri için dolaşmış, sonra kendisi oy kullanamamıştır. Buna, "futbolu sevdiren Lefter’dir. Kendisi çok iyi bir kaleciydi” diyen şahıstır kendisi.
Denge Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Aydın soruyordu; 'Aydın Milletvekilleri nerede?' diye, hiçbiri seçim çalışmalarına destek vermediler, zira Kuşadası ve Didim onları küstürmüştü.
CHP'nin oy oranlarını inceliyorum inanın utanıyorum, hırsımdan kan beynime sıçrıyor.
Afyon 5.36, Ağrı 0.78, Bingöl 0.6, Bitlis 0.9, Çankırı 1.32, Diyarbakır 1.30, Erzurum 1.59, Gümüşhane 3.56, Hakkari 1.43, Konya 5.74, Kütahya 1.61, Mardin 0.88, Muş 1.21, Nevşehir 1.82, Rize 4.94, Sivas 4.84, Tokat 5.28, Urfa 0.82, Yozgat 1.53, Bayburt 0.89, Van 0.73, Kırıkkale 2.86, Kilis 3.03, Karabük 2.61, Düzce 3.97, Şırnak 1.54, Iğdır 0.74.
Oranları bir kenara bırakıp esas rakamlara bakalım; örneğin Konya’da 2.094,335 oy kullanılıyor, CHP 68.359 oy alıyor. Karabük'te 66.521 oy kullanılıyor, CHP 1.732 oy alıyor. Bayburt'ta 19.617 oydan sadece 174 oy CHP alıyor. Örnekleri çoğaltmaya gerek yok, CHP 44 ilde yüzde 10'un altında bulunuyor. Oysa bu illerde daha önce iki veya üç milletvekili çıkarıyordu CHP. Mersin, Ordu, Artvin gibi CHP'nin kalesi olan illeri de bu yönetim başarıyla kaybetmiştir.
Halkın yarısından fazlası kaygılı, kendini ötekileşmiş hissediyor, kutuplaşmış bir toplum ama yüzde 45’le AK Parti kendi yolunda yürüyor.
Kutuplaşmanın azalacağına ilişkin hiçbir işaret yok, tersine belki Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle daha da artacak. Bu ortamda CHP kendine gelebilecek mi? Hiç sanmıyorum.
Yazık ki ne yazık, miting meydanlarında toplanan halka yazık, o afişlere, ilanlara reklamlara yazık, değerli Başbakanımızın ses tellerine yazık…
Buyrun bundan sonra siz devam edin. Sandıklar oylar sizin olsun. Oylarınız tekrar, tekrar sayılsın, olmadı sandıklar devrilsin tekrar sayılsın. İradenizle dalga geçilsin. Ben artık oynamıyorum. Bu oyunlarda yer almak istemiyorum. Bundan sonra ben ve eşim bir daha ki seçimlerde oy kullanmayacağız.
Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.