Ben 1972 yılından bu yana her yılbaşı tomarla piyango bileti alırım. Hayatımda hiç kumar oynamadığım için yılda bir kez çok bilet almak benim kumarımdır. Biletleri değişik illerden alırım. İstanbul’da yaşayan okul arkadaşlarım nimet abladan bilet gönderirler.43 yıldır her ocak ayının ilk haftasında iki hayal kırıklığıyla uyanırım. Milli Piyangodan yine bir şey çıkmamıştır ve yeni yıl gelince şöyle yapacağım diye verdiğim sözleri tutamamışımdır. Hayallere dalmam Aralık ayının başlarında başlar 31 Aralık’ta işten ayrılırken “haydi arkadaşlar hakkınızı helal edin ocak ayından itibaren ben artık yokum, 1 ocakta işe gelirim, bir tekmeyle açarım müdürün kapısını lan hıyar derim ben senin ta…Ve Hawai adalarına uçarım. Yukarıdaki iki hayalimde 43 yıldır fos çıkıyor ve ben kös, kös yaşamaya devam ederken gelecek yıl, ve yılbaşını hayale dalarım.
Bir de yılbaşından önce verdiğim sözler vardır yılbaşı gelsin içkiyi, sigarayı, bırakacağım diyete ve spora başlayacağım ve sözleri seni bağlaması için eşine, arkadaşlarına yüksek sesle söylersin.
1 ocak sabahı başında gözünü açtırmayan bir ağrı, ağzında acı bir tad ve midende bir ekşime ve yanma o saat anlarsın ki verdiğin sözler palavraymış, piyango çıkınca Hawai adalarında yaşamak hayalmiş!
Çünkü yeni yıl kararı diye bir şey vardır. Her yeni yıl bir milattır ve her birimiz yeni yılda yapacağımız büyük ve kesin kararlar alırız. Kimimiz sigarayı, içkiyi bırakacak, kimimiz spor yapacak, kimimiz kendi işini kuracak, kimimiz diyete, spora başlayacak, cak cak ,caktır. Ama bi söz vardır yılbaşının hükmü bir hafta sürer diye… Aslında o kadar bile sürmez 31 Aralık’taki o sarsılmaz kararlılığımız, daha 1 Ocak’ta balon gibi söner. Daha doğrusu, biz daha o kararı verirken cayacağımızı, kendimize verdiğimiz sözü bırakın tutmayı; tutmayı denemeye bile kalkmayacağımızı bal gibi biliyoruzdur aslında. Bunu bildiğimizdendir kesin kararımızı eşimize dostumuza yüksek sesle ilan ederiz ki kendimizi bağlayalım. Sözümü tutmazsam mahcup olurum. Benle dalga geçerler diye kendimi zorlarım diye umarız. O da sökmez Tükürdüğümü yalamak benim kaderim olmuştur, yıllardır….
Psikologlar “ başarısız olacağımız kararlar alış şekillerinden belli olur.”
Genellikle bu tür kararları böylesi daha iyidir, daha doğrudur diye düşünerek veririz. Bazen de istemeye, istemeye. Örneğin sağlığımı düşünerek sigarayı ve içkiyi bırakmam lazım, biliyorumdur. Ama aslında hiç niyetim yoktur.
Yani akılcı bir davranış biçimini yahut bir vazifeyi karara dönüştürmek için kendimizi zorlarız. Yılbaşı gibi bir dönüm noktası bunun için iyi bir vesiledir. Oysa gerçek kararlar ve projeler çok farklıdır. Başkalarını mutlu etmek için yapsak iyi olurdu diye değil, biz istediğimiz için yaparız. Aslında karar verdiğimizde koşullar oluşmuştur. Beynimiz bu kararı çoktan almıştır. Biz sadece adını koyarız. Proje gerçek ve derinlerden gelen arzunun, bir hayalin üzerine kurulur. Gücü de işte buradadır. Yeni yılda hayallerinizden asla vazgeçmeyin. ”Gerçek bilinç ve bilgelik, peşinden giderken gözden kaybetmeyecek kadar büyük hayallere sahip olmaktır.” Sözünü aklınızdan çıkarmayın.
Ve kıvamının geldiğini hissediyorsanız atlayın derin sulara…”Vakti gelmiş bir fikirden güçlü bir yoktur” sözünü unutmayın.
Bu arada memleketin durumu yani ahval ve şerait maneviyatını kesinlikle bozmasın.,
Yolsuzluklar, hırsızlıklar, yoksulluklar sizin moralinizi bozmasın. Memleketin ve bizim üstümüzü örten sis perdesi ve karanlık sizi asla yıldırmasın. Karanlıklar dünyada insanlara emanet edilmiştir. Karanlıkları yenmek insanın, insanların görevi olup, onların gayretleriyle yok olacaktır. Hem unutmayın ki karanlıkların en koyu olduğu an günün ağaracağı yani şafağın sökeceği andır. Hepinize iyi haftasonları sevgili denge okurları.
Yazarın Notu:
İstanbul’dan Aydın’a 1972 aralık ayında geldim.1973 yılı başlarında gazeteciler cemiyeti 2.başkanı görevini sürdürüyordum. Aydın Gazeteciler Cemiyeti yararına bir konser organizasyonu yapmayı amaçladık. Bütün riskin altına ben girdim. Herşey hazırlanırken bilet satışı için gezilere başlayacağımızda Aydınlı gazetecilerden bir tanesi bile yanımda yoktu. O günlerde bana yardımcı olan Aydoğdu matbaası ve Hüraydın gazetesi sahibi Erol iliş’le benim zor durumda kaldığımı
öğrenerek Nazilli’den Aydın’a koşarak gelen ve bana yardımcı olan 42 yıllık arkadaşım ve meslekdaşım Mehmet E.Panayırcı’nın vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım .Değerli arkadaşıma Tanrı’dan rahmet diler kederli ailesine ve Aydın’lı basın mensuplarına baş sağlığı diliyorum. Mekanı cennet olur inşallah.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.