Öncelikle belirtmeliyim ki bu bir methiye veya övgü yazısı değildir. Ne ben bu yaştan sonra övgü yazısı yazarım ne de başkalarının buna gereksinimi olur.
Bu yazı olsa, olsa bir durum tespiti yazısı olabilir. İletişimde Aydın’ın yüz akı olan başarılı Aydın kardeşlerin sıfırdan başlayıp köklü ve yıllanmış yerel gazetelere fark atarak onları geride bırakarak bir medya imparatorluğuna doğru yol alışlarının öyküsüdür bu yazı…
Ben Mehmet Aydın’ı 1990’lı yılların ikinci yarısında tanıdım. Aydın’da bir dershanede idarecilik yaparken Mehmet Aydın Cihan Haber Ajansı Aydın temsilcisiydi. Diğer muhabirler gibi o da zaman zaman dershaneye yanıma uğrardı. Gözleri parlayan pırıl pırıl bir gençti. Habere açtı sanki haberi kokluyordu. Onda gençliğimi görüyordum.
1998 yılında Denge’yi çıkarmaya başladıklarında bazı çevreler bir yıl dayanamayacaklarını iddia ettiler. Denge’yi bayiden alırken gazete bayi Selim: “Hocam yeni çıkmış galiba bende yeni gördüm” dedi. Ona Denge’den bahsederken için için gururlandım. Bir an çok eskilere daldım ve uzaklara 1960’lı yıllara gittim. 1961 yılında Muş’ta Altınova gazetesi ve matbaasında gazete ve matbaayla tanıştım.
O zamanlar gazeteler hurufat denilen harflerin bir kumpasta yan yana dizilmesiyle baskıya veriliyordu. Çok zorlu ve meşakkatli bir işti. Dikdörtgen bir kutuyu gözünüzün önüne getirin içinde 29 harf için ayrı ayrı gözler ve noktalama işaretleri için ayrı gözler vardı. Mürettip dediğimiz diziciler eline kumpası alır önünde yazı metni harfleri kutulardaki gözlerden tek tek alır, elindeki kumpasa yan yana dizerlerdi. Daha sonra ortaya çıkan metin kollu makinalarda basılırdı. Fotoğraflar önce klişe yaptırılır sonra kullanılırdı. Muş’ta Altınova gazetesinde çalıştığım 13-14 yaşlarındaydım. Daha sonraları 1965 yılında Aydın’da eski Aydın milletvekili Hüsamettin Çoşkun’un Yeni Kıroba gazetesinde rahmetli Türker Sanal ve Nuri Sevincek’le birlikte çalıştım. 1973 yılında Aydın’a döndüğümde Milliyet gazetesinin Aydın temsilcisiydim.
Gazetecilikte hem alaylı hem de okullu olmuştum.
Hüraydın’da çalışmaya başladım. Artık Helderlberg isimli büyük bir Alman yapımı baskı makinası vardı. Artık yazılar otomatik dizme makinasında kurşuna dökülüyor, kurşun kalıplar ise dikdörtgen bir çerçeveye sıkıştırılıyordu. Klişeler ve yazılar o çerçeve ile makinaya takılıp basılıyordu.
Bütün bu olaylar bir film şeridi gibi gözümün önüne gitti geldi. Mehmet Aydın ilan alma hakkını kazanıncaya kadar Denge’yi tüm zorluklara karşın direndi ve devam ettirdi. Resmi ilan hakkını kazanınca da rehavete kapılmadı. Her gün daha iyisini nasıl yaparımı aradı durdu. Bu arada Emin Aydın’da gayretleriyle Denge’ye eklenince artık Aydın kardeşler hızla yol almaya başlamıştı.
18-19 yıl sonra Aydın’da çok gerekli olup da olmayan bir şeyi fark ettiler televizyon… Biraz tesadüf, biraz zamanlama ve çok çalışma azim, hırs ve hep daha iyiyi arama televizyonu da getirdi. Hem de yerel değil, ulusal değil, 70 ülkeye yayın yapabilen, Türkiye’nin her yerinden izlenen Digitürk 178 kanal, D Smart 209 kanal, Filbox ve Google Play Store’dan takip edilebilen bir televizyon kanalı olarak Aydınlıların karşısına çıktılar. Ufacık ilçelerin birden fazla tv kanalları varken Aydın’ın bir televizyon kanalı olmamasının önüne geçtiler ve Aydın’a bir kanal hediye ettiler. Bu kanal yani Aydın kardeşlerin büyük gayretleriyle meydana getirdikleri bu yeni kanal Aydınlıların desteğiyle ya gelişecek, büyüyecek tüm dünyada Aydın’ın sesi, nefesi, gözü, kulağı olacak ya da kendi halinde kalacaktır. Tüm belediyeler, tüm idari merciler ve Aydın’ı seven tüm vatandaşlar el ele vermeliyiz ki sesimizi, görüntülerimizi tüm dünya ile paylaşalım.
Geçenlerde eşimle birlikte hayırlı olsun demek için tvDEN kanalına sevgili Mehmet Aydın’ı ziyarete gittik. tvDEN’i gezince gözlerime inanamadım. Ben ki Aytv’de çok açık oturma katıldım. Ahmet Özal’ın kurduğu Kanal 6 televizyonunda bulundum. Ege Tv’yi gezdim, gördüm. İnanın tvDEN stüdyosu hepsinden güzeldi.
400 metrekare dikdörtgen bir salonu göz önüne getirin sonra o salonun ortasına pergelle bir daire çizin tüm çalışma ofislerini o daire çevresine sabitleyin. Asansörden iniyor tvDEN’e giriyorsunuz sağdan sola ilerlediğinizde televizyon ve gazetenin tüm birimlerine ulaşabiliyorsunuz. Asma kat kumanda odalarından oluşuyor. Ses kumanda odası, görüntü kumanda odası ve teknik birimlerin bulunduğu oda.
tvDEN 19 Mayısta açılış yaptı, henüz çok yeni. Hani bir söz vardır “köfteci dükkanı bile açsanız altı ay bir şey beklemeyeceksiniz” derler. tvDEN’de emekleme döneminden yürüme dönemine geçme uğraşında… Mutlaka hatalar, yanlışlar olacaktır. Ama zamanla Aydın ve Aydınlı tüm dünyada kendini ifade edecek tüm dünyada Aydın’ın sesini nefesini hissettirecek bir kanala sahip olacaktır. İletişimde Aydın ilinin yüz akı olan Aydın kardeşlere yeni uğraşlarında da başarılar dilerken, ayrıca gençlerimize iletişim alanında istihdam sağladığı için Aydın halkı adına teşekkürlerimi sunuyorum. Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.