Bu yazıyı çok önceleri yazmayı planlamıştım. Sakarya'daki havai fişek fabrikasında meydana gelen facianın ardından yazmayı düşünmüştüm. Ama bekleyeyim biraz dedim gelişmeleri belki bir yasaklama gelir diye... Zira üçü asker 10 kişiyi kaybetmiştik. Üç-beş belediye etkinliklerinde havai fişek kullanmayacaklarını belirttiler, sonrası unutuldu gitti. Olan ölenlere ve onların ailelerine oldu.
Gecenin en heyecanlı anında patlatılıp karanlıkta bir renk cümbüşü yaratan havai fişekler önemli kutlamaların, eğlencelerin olmazsa olmazı. Oysa belki biran için etkileyici sayılabilecek bu eğlence türünün hem insan sağlığı hem de doğa için kalıcı pek çok zararı var.
Özel günlerin ve kutlamaların tüm dünyadaki vazgeçilmezi ihtişamlı havai fişek gösterilerinin, göz alıcı ışıltılarıyla pek çok kişiyi büyülediğine şüphe yok. Buna rağmen son yıllarda havai fişeklerin, kullanıldığı her kutlamadan sonra zararları da konuşulmaya, tartışılmaya başladı. Pek çoğumuz doğa aktivistlerinin, bilim insanlarının, hayvan hakları savunucularının farkındalık kampanyalarından sonra sorgulamaya başladık bu gösterilerin masumiyetini.
Biraz geçmişe gidip kökenine baktığımızda havai fişeklerin yüzlerce yıl önce rahipler tarafından tapınaklardaki kötü ruhları korkutup kaçırmak için kullandıklarını görüyoruz. Patlama ne kadar güçlü olursa tapınağın o kadar iyi korunduğuna inanılıyormuş. Kötü ruhları kaçırıp kaçırmadıkları bilinmez ama evcil ve yabani hayvanları panikletip kaçırdığı, yaşadıkları şok nedeniyle öldüre bildiği, özellikle kuşlara çok ciddi zararlar verdiği artık biliniyor. Atmosfere yaydıkları zehirli maddelerse tüm doğaya nüfuz ederek bitkilerden insanlara bütün canlıların sağlığını riske atıyor. Üstelik bütün bunlara milyonlarca lirayı havaya saçarak yaşadığımız birkaç dakikalık görsel zevk uğruna neden oluyoruz.
İnsan, bunca zararına rağmen neden bu gösterilerde ısrar edildiğini sormadan edemiyor. Neyse ki büyük küçük tüm değişimler düşünerek, sorarak, sorgulayarak başlıyor. Yıllar öncesinde çocukların sabahtan akşama kadar sokakların keyfini çıkardığı, güneşi örtmeyen bahçeli evleri ve mutlu hayvanlarıyla herkesin yaşamak için can atacağı bir mahallemiz vardı. Gökkuşağı sokağı çocuklarının ertesi gün buluşmak üzere sözleşip evlerine döndükleri sıradan bir akşam dışarıda kopan korkunç patlama sesiyle herkes neye uğradığını şaşırıyor. Kimi ağzında lokmasıyla kala kalıyor, kimi korkuyla babasına sarılıyor, kimi yerinden fırlıyor. Biraz sonra herkes korku ve şaşkınlığını atmış, pencerelerden havai fişek gösterisini izliyor. Mahalle sakinleri birkaç dakikalık gösteriyi izleyip normal hayatlarına dönedursunlar, biz paralel bir anlatımla bir de hayvanların gözünden bakıyoruz hikayeye. Kedileri, köpekleri, kuşlarıyla sokak hayvanlarının neler yaşadığını o canların içinden görme şansımız olsaydı keşke.
Olayın saçmalığına ve korkunçluğuna akıl sır erdiremeyen hayvanlar çareyi, havai fişeklerin bilinmeyen yüzünü bize anlatabilselerdi acaba neler anlatırlardı?
Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen facianın ardından üç-beş belediye etkinliklerinde havai fişek kullanmayacağını belirtti. Ancak özel kutlamalarda havai fişek kullanımına ilişkin hala bir kısıtlama yok. Türkiye Veterinerler Derneği havai fişeklerin doğa özellikle de hayvan dostlarımız üzerindeki etkilerini şöyle açıklıyor; "Birçok kuş geceleri net göremez. Hava kararmadan güvenli alanlar bulur ve geceyi orada geçirirler. Fakat havai fişeklerin ortaya çıkardığı şiddetli ses ve ışık onların panikleyerek bu yerleri terk etmelerine, birbirlerine, elektrik hatlarına, binalara ve ağaçlara çarpmalarına neden olur. Bu çarpmanın etkisi o kadar şiddetlidir ki birçoğu yere bile düşmeden hayatını kaybeder. 2011’in ilk gününde ABD'nin Arkansas eyaletinde 5 bine yakın kırmızı kanatlı karatavuk kuşu ölü bulundu. Yapılan araştırmalar yılbaşı gecesi atılan havai fişeklerin kuşların panikleyip, birbirlerine çarparak düşüp hayatlarını kaybettiklerini gösterdi.
Bir diğer önemli konu da havai fişeklerin patlatıldıktan sonra içindeki kimyasalların, zehirli gazların ve ağır metallerin havaya karışması. Bu zehirli maddeler daha sonra suyu ve toprağı kirleterek hem insanların hem de yaban hayvanlarının sağlığına ciddi zararlar verebiliyor. Havai fişekler için ‘zehir kokteyli’ dersek yanlış olmaz. Civa, kurşun ve arsenik gibi ağır metaller, baryum nitrat gibi radyoaktif maddeler ve hekzaklorobenzen gibi kanserojen maddeler içerir. Patladıkları anda etraftaki insanların akciğerlerine ciddi zararlar verebilir.
Ayrıca kurşun ve civa gibi metaller doğada biyoakümülasyona neden olarak türden türe besin zinciri boyunca aktarılır. Saçılan bu zehirli maddeleri yediğimiz balıklarla bile alıyor olabiliriz."
Veterinerler Birliği'nin açıklaması böyle...
Bence havai fişekler yasaklanmalıdır. Yasaklar konusunda cesur adımlar atan bu iktidar için bu konu sorun olmaz diye düşünüyorum.
Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okulları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.