Geçenlerde bir film izledim Digitürk’te “İSYAN” adını taşıyordu ve baş rollerinde Marlon Brando vardı. Yaşanmış olaylardan beyaz perdeye uyarlanmıştı.
Adacıklardan oluşan Antiller’de Portekiz hakimiyeti vardı. Afrika’dan getirilen köleler burada şeker kamışı kesim işlerinde kullanılıyordu. Marlon Brando filmde Sir William olarak karşımıza çıkıyordu.Bir İngiliz ajanı olarak adaya geliyor, binlerce köle içinde en korkusuzunu arıyordu. Bulduğunda da onu eğitip adalardaki mevcut düzene isyana teşvik ediyordu. İngiliz AKLI’nın bir köleden nasıl lider çıkarabildiğini ve onu nasıl kullanabileceğini anlatıyordu film. Ada'da İngiliz, Portekizlileri öldürülüyordu. Ve filmin son dakikalarında adaya elini kolunu sallayarak İngiliz askerleri çıkıyordu. Sir William’ın yetiştirdiği isyancı liderin kullanım tarihi dolduğu için onu asarak adanın mutlak hakimi oluyorlardı. O dönemlerde her şey şeker kamışı içindi.
Film, çok eskiydi. Ancak bu güne kadar İngiliz politikalarını böylesine mükemmel anlatan bir film görmemiştim. Neden çekildi, finansörü kim, Marlon Brando neden o filmde bilmiyorum. Ancak bildiğim bir şey var Marlon Brando Holywood’un tamamına sahip olan egemen güçler tarafından sinemanın dahisi ilan edildi. Ancak bir gün “Holywood’un patronları Yahudidir ve sadece İsrail çıkarları için film çekilir” deyince aforoz edildi aynı çevreler tarafından. Ona, "dahi" diyenler algı operasyonu yaptılar. Ve yeni bir isim taktılar Marlon Brando artık “ÇİRKİN” adamdı.
Tüm medya bu lakapla saldırdı Marlon Brando’ya. Aynı akıbete Hz.İsa’yı canlandıran aktör Mel Gibson da uğradı. “Holywood’daki İsrail oyunlarını” haykırıyordu o da tıpkı Marlon Brando gibi. Algı imparatorlarının medyası devreye girdi ve topyekün saldırıya başladı. Sinema dünyasından sildiler onu. Emekli bir CIA ajanı olan Wayne Madson olaylara şöyle yorum getiriyordu bu konularda:
“Dünyayı İngilizlerle Yahudiler idare etmektedirler, geçenlerde dünyayı sarsan Fransız Charle Hebdo dergisinde Hz.Muhammed’e ve Hz.İsa’ya hakaret edebilirsiniz.Ancak Hz.Musa’ya aleyhte tek kelime dahi yazamazsınız.Aksi halde kendinizi kapı önünde bulursunuz." Derginin sahibinin Yahudi Rotschild hanedanı olduğunu hatırlatıyordu.
Fransa eski devlet başkanı Sarkozy’in Yahudi gelini ile dalga geçen karikatür yayınlandığı için çizerinin ertesi gün işten atıldığı belirtiliyordu. Dünyayı yönlendiren ve yeryüzünün her tarafına yayılmış binlerce yayın organının altına patron olarak hep bu algı imparatorları çıkıyordu. Ve son kurbanları Rusya devlet başkanı Putin’di. CNN, “İsviçre bankalarında Putin’in 200 milyar doları olduğunu tahmin eden kişilerle söyleşiler yayımlıyordu. Yani Putin’in böyle bir hesabı var mı, yok mu belli değil. Ancak adam ortaya olta atıyor ve diğer yayın organları bu söylentiye sazan gibi atlıyorlardı. Hem de “Putin’in İsviçre bankalarında 200 milyar doları var! Başlık manşetleriyle.Bir söylentinin nasıl kesin bir şekle dönüştürüldüğüne şahit oluyorduk. CNN İnternational’da bu iddiayı ortaya atan Türkiye’de Tesev vakfını da destekleyen Soros’tan başkası değildi. Hani büyük patronların paralı tetikçisi olan hem Ukrayna’da hem de Gürcistan’da para ile nasıl kadife devrim yaptığını anlatan Soros var ya… İşte onun en son borçla batırılan Yunanistan’a. Hedge fonlarını pazarlayan kişi. Hedge fonlarının ve Soros’un arkasındaki güç ise İsrail’i 1955 yılında İstanbul’da Beyoğlun’da Mısır apartmanında kuran Rotsahild hanedanı vardı. Ve kara paraya kucak açan banka olarak geçtiğimiz günlerde dünyayı sarsan İsviçre’deki İngiliz bankasında bu aileye aitti. Müthiş ilişkiler ağı, tetikçiler, yalancılar, oltacılar, yazarlar, çizerler, iftihar orduları ne kadar sahtekar algıcı varsa hepsi bir aradaydı. Kullanamadıklarını Antiller ’deki örneğinde olduğu gibi asıyorlardı. Ve ajandalarındaki hedefler listesinde Türkiye’de vardı. Onlar dünyanın maskeli cellatlarıydı!
Mavi Kitap… İngiliz bakanlığı propaganda bürosunda çalışan Arnold Toynbee tarafından kaleme alınmıştır. Ermeni soykırımı yalanı 1916 da basılan bu kitapta yer almıştır. Ermeni soykırımı yalanı 1916'da basılan bu kitapta yer almıştır ilk kez. İşin ilginç yanı İngiltere hükümetinin desteği ve İngiliz parlamentosunun onayı ile yayınlanmıştır. Tüm basım masrafları İngiliz savaş propaganda bürosu tarafından karşılanmıştır. O dönemde İngilizler Almanlara yenilmek üzeredir. Tek umutları ABD’nin savaşa girmesidir. İşte bu kitap İngilizler için ilaç olur. Almanları destekleyen Yahudi Medyasına da “İsrail Kurulacak” sözü verip saf değiştirmesi sağlanmıştır.
ABD’de Almanları kahraman ilan eden Yahudi Medyası ani bir dönüşle Berlin Düşmanı olarak ortaya çıkmıştır. İkinci düşman da Filistin’den İsrail için toprak satmayan Osmanlı’dır artık onlar için. İşte bu İngiliz savaş propaganda bürosunun çıkardığı MAVİ KİTAP gönderilir. SİYONİST medyaya, "Ermenilere soykırım yapılıyor" diye ayağa kaldırırlar ABD’yi. Ve müthiş medya kampanyası sonucu ABD 1917’de savaşa girerek savaşın seyrini değiştirir. Kitabın yazarı dahi "yazdıklarımın savaşta bu kadar büyütüleceğini ben bile tahmin etmemiştim” diyecektir sonraları… Ve bir ABD’li dünyaca ünlü tarihçi adı Justin Mc. Carty, Londra’da bir üniversitede konferans verir. Mavi Kitap’ın yalanlarla dolu olduğunu söyler. İngiliz öğrencilerinin gözlerinin içine bakarak “Mavi Kitap İngiliz İstihbaratı tarafından yazılmıştır" der. ABD’yi birinci dünya savaşına sokarak İngilizleri kurtaran kitap bir asır sonra karalama kampanyası olarak karşımıza çıkartılıyor. Dünya liderlerinin topluca Türkiye’ye “SOYKIRIM” hücumuna geçeceğini İngiliz medyası bir sene önceden dünyaya ilan eder. Dedikleri aynen çıkar. Savaş önce plan yapmaktır. İngilizlerin bu planı bir yıl önce yaptığı kabak gibi ortaya çıkar. Ve dünya liderleri sıraya girer, bir yıl sonra Mavi Kitabı ötmeye başlarlar koro halinde…
Bütün bunlar yalan, tarihçilerden heyet kuralım, arşivlerimizi açalım, birlikte geçmişi araştıralım denilse de tınmazlar duymazlar. Çünkü baronların tıpkı filmdeki Antil Adaların da olduğu gibi Türkiye ile dertleri sorunları vardır.
Hepinize iyi haftalar sonları sevgili DENGE okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.